Popüler Yayınlar

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Ey X Kuşağı... - Aydın Demirer



Aydın Demirer
Y Kuşağı'nda yer alan çocuğunuzu, iş arkadaşınızı ya da yöneticinizi iyi tanıyor musunuz? Evet... X Kuşağı...

Yani 1965-1980 yılları arasında doğmuş olanlar... Çocuklarınız, iş arkadaşlarınız ya da yöneticileriniz Y Kuşağı'ndan... Onlar 1980-2000 yılları arasında doğdular.

Peki Y Kuşağı'nın özellikleri nedir? Ya başarı formülleri? En çok hangi alanda hata yaparlar? Onlara nasıl yardımcı olabiliriz? Ya da şirketlerde onlara nasıl koçluk yapabiliriz?

"Y Kuşağı internet, çok kanallı televizyon, cep telefonu sayesinde dünyayı parmaklarının arasında bulmuştur" diyor Prof. Zuhal Baltaş, "Kurum içi Koçluk" adlı son kitabında.

Pazarlama Blogu yazarı Cengiz Çatalkaya'nın da bu konuda önemli tespitleri var.

Çatalkaya'ya göre Y Kuşağı'nın öne çıkan özellikleri şunlar:

Çok kanallı TV ile büyüdüler. İnterneti tanıyıp hemen adapte oldular.

Uzun süreli sadakat göstermeyen bir yapıya sahipler. X Kuşağı'ndan en büyük farklarından biri bu.

Hangi şirkette çalıştıkları çok önemli değil. Şirketin sağladığı imkanlar önemli.

İşverenden beklentileri oldukça yüksek.

Kolay kolay tatmin olmuyorlar.

Eğitim ve öğrenmenin sürekli olması gerektiğine inanıyorlar ve şirket içi eğitimleri önemsiyorlar.
Sorumluluk almaya çok hevesliler ve hemen kendilerini ispat etmek istiyorlar.

Kendilerini ve tercihlerini rahatlıkla ortaya koyabiliyorlar. Çekingen değiller. Daha girişimciler.
Rahatlarına düşkünler. Çalışmayı ve sosyalleşmeyi pek sevmiyorlar.

Kendi dünyaları var. 

Direkt emir almaktan ve ast olmaktan pek hoşlanmıyorlar. Onların istediği daha demokratik bir yönetici, daha anlayışlı, değişimden yana, kolay ilişki kurulan bir patron.

Yüksek otorite karşısında çok rahatsız oluyorlar.

Kendi fikirlerine çok önem veriyorlar ve fikirlerinin mutlak sorulmasını istiyorlar.

İleriye dönük olarak eski kuşaklara göre daha hırslılar, çok çabuk yükselmek istiyorlar.

Zuhal Baltaş "Onlara koçluk yapmak, gerçekten kolay değil. Çünkü, Y kuşağının daha öncekilerde olmayan çok önemli bir silahı var: Teknoloji... X kuşağına en çok üstün kurdukları alan" diyor ve devam ediyor:

"Y kuşağı çalışanları öğrenmeyi, gelişmeyi, hızlı yükselmeyi ve kırklı yaşlarda emekli olmayı hedefler. Bu nedenle birçok şeyi hemen şimdi ister."

Peki bu kuşak nasıl yetişir? 


Söz yine Zuhal Baytaş'ta: "Türkiye'de ekonominin nispeten geliştiği bir dönemde büyüyen bu gençlerin anneleri ve babaları proje çocukları olarak yetiştirdikleri bu kişileri sürekli olarak yüreklendirerek ve ödüllendirerek büyüttüler."

En zayıf oldukları alan 


Baltaş'a göre, Y Kuşağı çalışanlarının en çok şikayetçi oldukları konular, dikkatlerini toplamakta zorlanmaları, çabuk dağılmaları ve zamanlarını iyi yönetememeleri oluyor.

Bu kuşağın eleştirel olmaması da bir başka eksiklikleri... Y kuşağı hemen sonuç görmek istemesiyle tanınıyor ve bu da kimi zaman eleştirel düşünmeden, yani sonuçları hesaplamadan harekete geçmelerine neden olabiliyor.

Y kuşağı yöneticileri, teknolojiyi çok iyi kullanmaları, hızlı olmaları ve çabuk öğrenmeleri sayesinde en temel beceriler konusunda gelişmeye ihtiyaç duyduklarının farkında olamayabiliyorlar.

Zaman yönetiminin nedeninin sabırsızlıkları olduğunu söylüyor Baltaş. Zayıf yönlerinden biri de öncelik belirleme.

Baltaş "Y Kuşağı çalışanları, birçok projeyle birden aynı anda çalıştıklarından büyük resmi göremeyebilir" diyor. Burada koçun görevi, kurumun önceliklerini tekrar tekrar anlatmak ve günlük işlerde öncelik belirlemede onlara destek olmak.

Program yapamamak bir diğer sorunları. Söz Baltaş'ta: "Okuldan spora, spordan gitar dersine, gitar dersinden ödev yapmaya gidecek olmaları aileleri tarafından programlanmıştır.

Üniversite hayatında sabaha kadar ödev yaptıktan sonra derse girmeme keyfinde olan kuşaktır. İlgi alanları ve hobileri için emekli olmayı beklemez. İş hayatına girdiğinde ise bütün bunları programlamakta zorluk yaşıyor.

Onlara nasıl yardımcı olmalı? 


Problemlerini ve duygularını anladığınızı ancak bunların bahane olarak kabul edilemeyeceğini onlarla paylaşmanız gerekiyor.

Başka bir deyişle "seni iyi anlıyorum ama bunu bana bahane olarak kullanma" diyebilirsiniz. Yapmanız gerekenlerden biri, onlara hazır çözümler sunmak yerine, kendi çözümlerini bulma konusunda destek olmak.

Stres yaratan durumları veya bu strese karşı tepkilerinin değişebileceğini anlatmak gerekiyor. Böylece stres altındayken net göremediklerinin netleşmesini sağlayabilirsiniz.

Yaşlandıkça X kuşağıyla Y kuşağı daha çok yaklaşacak. Ve kısa bir süre sonra da Z kuşağı çıkacak karşımıza. 

http://www.isteinsan.com.tr/yazarlar/aydin_demirer/69047.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder