Popüler Yayınlar

3 Ağustos 2013 Cumartesi

X Kuşağının Kritik Kararı

X Kuşağının Kritik KararıTanol Türkoğlu
05 Kasım 2012 Pazartesi
Bugüne dek baby-boomer kuşağının gölgesinde kalan X Kuşağı kritik bir rol üstlenecek.

Seleflerinin yolunu mu seçecekler, yoksa halefleri Y Kuşağı’nın yolunu mu?

21. Yüzyılın ilk yarısına bu karar damga vuracak ABD’de başkanlık seçimi 6 Kasım 2012’de yapılacak.

Dört sene önce Obama, etkin sosyal medya kullanımı nedeniyle ABD tarihine “ilk internet başkanı”olarak geçmişti.

2004 seçimlerinde %13lük bir kesim başkanlık kampanyalarını internetten öğrenmişken, 2008’de bu oran %24’e çıkmıştı.
Obama’nın en etkin kullandığı sosyal medya ortamları Facebook ile Twitter. Bunu Youtube izliyor.

2008’de 100 milyon Facebook, bir milyon Twitter kullanıcısı varken bu figürler 2012’de sırasıyla bir milyar ve 500 milyon düzeyine çıktı.
2008’de Obama’nın Facebook’taki destekçileri 2 milyon düzeyindeyken 2012’de bu değer 30 milyona yaklaşmış durumda.

Keza Twitter’daki takipçileri yüz binler düzeyinden 20 milyona, Youtube’da ise yüz binlerden ikiyüz binlere çıkmış. Rakipleri ise Obama’yı çok geriden takip ediyor.

2008’deki rakibi McCain’in Facebook, Twitter ve Youtube destekçileri sırasıyla 620 bin, dört bin ve 28 bin iken bu yılki rakibi Romney’in destekçileri 7 milyon, bir milyon ve 20 bin düzeylerinde.

Bu yılki seçimlerde de Obama sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya devam ediyor.

Örneğin Obama günde 29 Twitter mesajı (tweet) gönderirken Romney günde sadece bir tweet yazıyor.

Keza Obama Youtube’a her gün seçimle ilgili dört video yüklerken, Romney bir videoda. Obama’nın Facebook’ta paylaştığı içeriğe günlük dört yüz bin beğendi cevabı gelirken, Romney’e gelen beğenme figürü üç yüz binler düzeyinde kalıyor.

Bu değerler Obama’nın sosyal medyayı 2012’de de rakibine göre daha aktif kullandığının göstergesi.

Oy verme söz konusu olduğunda dünyadaki pek çok ülkenin ortak sorunu katılım oranlarının düşük olması.

Özellikle de seçmenin yaşı gençleştikçe oy vermeye gidenlerin oranı da azalıyor. Ancak Obama’nın sosyal medya deneyimi özellikle bu kategorideki “atıl kapasiteyi” harekete geçirme konusunda etkili olduğunun bir göstergesi.

Web sitelerini ziyaret edenlerin yaş oranları yüksek (%36 ile 55 yaş üstü destekçiler) olsa da örneğin lider sosyal ağ sistesi Facebook’ta ziyaretçiler en çok 25-34 yaş grubunda (%25).

Böylece sosyal medya, ana akım medyanın yerini almak yerine özellikle belli profildeki seçmenleri cezbetme açısından bir alternatif olma özelliğini sürdürüyor.

Dünya medyasında da adayların sosyal medya karneleri pek gündeme getirilmiyor (belki de nasıl getirileceği bilinmiyor).

Onun yerine televizyondaki üç birebir açık oturum performansları hala genel geçer ölçüm kriteri olarak medyada değerlendiriliyor.

Bu kritere göre her iki aday da başabaş bir mücadele içinde. Ancak sosyal medya istatistikleri sandığa yansırsa farkın Obama lehine çok daha yüksek olması beklenebilir.

Bu çifte standard (ana akım medyadaki üç oturumun tüm resimmiş gibi gösterilmesi öte yandan etkileşimin çok daha yüksek olduğu sosyal medyanın dikkate alınmaması) ana akım medyaya yön veren kurumların bilinçli bir seçimleri.

Çünkü sosyal medyayı gelecek olarak görmek yerine hala bir rakip olarak değerlendiriyorlar.

Belli ki baby-boomer kuşağının Y Kuşağı’nın metodolojisini, hayata bakış tarzını öğrenmeye niyeti yok. O halde geriye tek bir çözüm yolu kalıyor.

Bu kuşağın mensuplarının dünya sahnesinden çekilmesi. Bugüne dek onların gölgesinde kalan  X Kuşağı kritik bir rol üstlenecek.

Seleflerinin yolunu mu seçecekler, yoksa haleflerinin yolunu mu? 21. Yüzyılın ilk yarısına bu karar damga vuracak.

Tanol Türkoğlu'nun sayfasına http://ooofoffline.wordpress.com/ adresinden ulaşabilirsiniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder