Popüler Yayınlar

28 Mart 2013 Perşembe

EKSİ 32 NE DEMEK? - ESER KARAKAŞ


28 Mart 2013



BM’nin insanî kalkınmışlık sıralamasında Türkiye, kırklı bir sıraya taşınmalı; bu hedefin gerçekleşmesi için Türkiye’nin önümüzdeki on sene içinde yüksek büyüme oranlarını yakalaması ama aynı zamanda artan gelirin artan bölümlerini eğitim ve sağlığa aktarması şart, 2023’te Cumhuriyet’in yüzüncü senesini kıvançla kutlamak kanımca ancak böyle mümkün.

Eksi 32 değerinin, meteorolojik bir konu değil, ne anlama geldiğini aşağıda açıklamaya gayret edeceğim ama bu değer muhtemelen ülkemiz Türkiye'nin en temel sorunlarının belki de birincisi; kimileri bu değeri olumlu, kimileri de olumsuz yorumlayabilirler, takdir siz okurların...

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 1990 senesinden günümüze sağlıklı istatistik üretebilen ülkeleri insani kalkınmışlık sıralamasına tabi tutuyor; Türkiye'de 2001 krizi sonrası bakanlık görevi de yapan Sayın Kemal Derviş'in de bir dönem başkanlığını yaptığı UNDP, yaşayan en önemli iktisatçılardan, Nobel ödüllü Amartya Sen'in önderliğinde bir insani kalkınmışlık endeksi geliştiriyor.

1990'dan beri yayınlanan bu insani kalkınmışlık raporlarının sonuncusu da geçtiğimiz günlerde açıklandı.

Bu raporlarda insani gelişmişlik, kalkınmışlığa yönelik çok sayıda hesaplamaya yer veriliyor, çocuk sorunları, kadın sorunları, çevre sorunları, ekonomik parametreler, vs. bu raporun çalışma-hesaplama kapsamı dahiline giriyorlar; ancak, bu sene 186 ülke sıralamaya konu olmuş, ülkeler üç temel değişken üzerinden sıralanıyorlar.

 Söz konusu üç temel değişkenin birincisi ekonomiye, ikincisi sağlığa, üçüncüsü ise eğitime ilişkin değişkenler; ekonomiye ilişkin birinci değişken satınalma gücü paritesi bazında kişi başına gelir, ikinci değişken, sağlığa ilişkin olan değişken, yeni doğan bebeklerin Dünya Sağlık Örgütü hesaplamalarına göre yaşam beklentilerine tekabül ediyor.

Yeni doğan bebeklerin yaşam beklentisi uzun olduğu ölçüde söz konusu ülkenin sağlık koşullarının daha iyi olduğu gerçekçi varsayımı ile bu hesaplama yapılıyor. Üçüncü temel değişken ise eğitime ilişkin değişkendir ve hesaplamasında iki gösterge birlikte ele alınmaktadır.

Birinci gösterge on beş yaş ve yukarı nüfusun ortalama eğitim yaşı iken, ikinci önemli gösterge ise bugün eğitim gören gençlerin beklenen eğitim yaşıdır; söz konusu iki göstergeden üretilen eğitim değişkeni insani kalkınmışlık sıralamasının üçüncü temel değişkenini oluşturmaktadır.

Yukarıda en temel hatlarını verdiğim üç değişkenden yola çıkarak UNDP bir kompozit insani gelişmişlik endeksi oluşturuyor ve 2013 senesinde de 186 ülkeyi bu endeks temelinde sıralamaya tabi tutuyor; 186 ülke dört ana insani kalkınmışlık grubuna ayırılıyor, bir ve kırk yedi arasındaki ülkeler (Norveç-Hırvatistan) çok yüksek insani gelişmişlik grubuna, kırk sekiz-doksan dört arasındaki ülkeler yüksek insani gelişmişlik grubuna (Bahreyn-Tunus), doksan beş-yüz kırk bir arasındaki ülkeler orta insani gelişmişlik grubuna, yüz kırk iki-yüz seksen altı arasındaki ülkeler ise düşük insani gelişmişlik grubuna (Kongo-Nijer) girmektedirler.

Yüz seksen altı ülke arasında, görüldüğü gibi insani gelişmişlik düzeyi en yüksek ülke Norveç (0.977 endeks değeri), insani gelişmişlik endeks değeri en düşük ülke de Nijer (0.313) olarak görülmektedir.

Türkiye'nin, kişi başına gelir (PPP), sağlık ve eğitim değişkenleri bazında hesaplanmış insani gelişmişlik endeks değeri 0.720'dir ve sıralamada 186 ülke arasında doksanıncı sıradadır, yüksek insani gelişmişlik grubuna dahildir; bu sıralamanın, 186 ülke arasında 90. sırada bulunmak Türkiye'yi rahatsız etmesi gereken, kısa vadede de bir hedef konmasını gerektiren bir sıralamadır.

Türkiye on sene sonra Cumhuriyet'in yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanmaktadır. Türkiye şayet Cumhuriyet'inin yüzüncü senesine insani gelişmişlik sıralamasında (kişi başına gelir, eğitim, sağlık) doksanlı, seksenli bir sırada girer ise, ki bendenizin kanaati bu yöndedir, Cumhuriyet'i çok başarılı olarak değerlendirmek güçleşebilir.

Siyasi iktidarların temel hedefi söz konusu sıralamada ülkemizi on sene içinde, kırklı bir sıraya taşımak olmalıdır; bu hedefin gerçekleşmesi için Türkiye'nin önümüzdeki on sene içinde yüksek büyüme oranlarını yakalaması ama aynı zamanda da artan gelirin artan bölümlerini eğitim ve sağlığa aktarması şart gözükmektedir.

2023'te Cumhuriyet'in yüzüncü senesini kıvançla kutlamak ancak böyle mümkün olabilecektir. Şunu unutmayalım, söz konusu sıralama ve sıralamaya esas teşkil eden üç temel değişken son derece objektif ve anlamlı değişkenlerdir; ister birey bazında, ister toplum bazında düşünün, zengin, eğitimli ve sağlıklı iseniz bundan daha güzel bir refah düzeyi tasarlamak kolay değildir.
 
Gelelim “eksi 32” değerinin anlamına; insani gelişmişlik endeksi, bu kez ikiye ayrıştırılmakta, 186 ülke önce sadece kişi başına gelir, sonra da eğitim ve sağlık göstergeleri bazında sıralamaya tabi tutulmakta, böylece her ülkenin hem bir kişi başına gelir hem de sağlık artı eğitim bazlı sıralaması olmaktadır.

Birinci sıralamadan ikincisi çıkarıldığında da elimize eksi, sıfır ya da artı değerli bir büyüklük gelmektedir. Türkiye'nin söz konusu değerinin “eksi 32” olması, Türkiye'nin insani gelişmişlik endekslerinde kişi başına gelir sıralamasında, eğitim artı sağlık sıralamasına oranla 32 basamak daha yukarıda olduğu anlamına gelmektedir.

Başka bir ifadeyle de Türkiye'nin eğitim artı sağlık temelli sıralaması kişi başına gelir sıralamasının 32 basamak gerisindedir. Bu manzara iki türlü yorumlanabilir: Birinci yorum, kişi başına gelirde ilerleme sağlamış Türkiye'nin eğitim ve sağlık endeksini de gelir endeksine zaman içinde, kaynak yaratabildiği için, çekebileceği doğrultusundadır.

İkinci ve daha olumsuz yorum, eğitim ve sağlık endeks değeri düşük olan Türkiye'nin daha iyi bir endeks değerine sahip kişi başına gelir düzeyini, beşeri sermaye zayıflığından, koruyamayacağı yönündedir.

UNDP istatistiklerinin genel görünümü gelişmiş ülkelerde eğitim artı sağlık endeks değeri ile kişi başına gelir endeks değerinin birbirlerinden çok sapmadığı doğrultusundadır; bizde eksi 32 olan değer, Norveç, Almanya, Japonya, vs. gibi ülkelerde hep pozitif değere sahiptir.

Türkiye, çok yoğun olarak İsrail'in özrünü, barış sürecini konuşmaktadır ve bu konularda gelinen aşama olumludur ama bu tartışmalar arasına biraz da ülkemizin insani gelişmişlik endeks değerleri de, başka ülkelerle mukayeseli olarak girebilse, kanımca önemli bir konuya da odaklanmış olabiliriz.

e.karakas@zaman.com.tr

 http://www.zaman.com.tr/yorum_yorum-eser-karakas-eksi-32-ne-demek_2070812.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder