Popüler Yayınlar

23 Nisan 2013 Salı

Çakıl taşları hiçbir yerde bu kadar güzel durmamıştı

29 Ocak 2011


Doğanın en zorlu, en sert maddelerinden biridir taşlar. Ancak bir o kadar da dayanıklı ve başına buyruk... 

Resim ise insanın kendisini, hissiyatını, düşlerini kısaca bizi biz yapan ne varsa yansıttığı rengârenk bir dil... 

Ressam Fehim İbrahimhakkıoğlu, çakıl taşları ile resim sanatını buluşturarak dünyada bir ilki gerçekleştiriyor. 

Sıcak bir öğle vakti, sahilde usul usul yürüyor. Karadeniz'in mis gibi havasını solurken, denizin dibinde güneşin pervasız ışıklarıyla buluşan rengârenk taşlara takılıyor gözü...

Tam da bu anda çakıl taşları kendisine çekiyor ressam Fehim İbrahimhakkıoğlu'nu, tam yarım asırdır da bırakmıyor. Erzurum doğumlu ressam, Öğretmen okulunda yağlıboyayla başladığı çalışmalarına 1963'ten sonra çakıl taşlarıyla devam etmeye karar veriyor.

Dünyada bir tarzın öncüsü olan İbrahimhakkıoğlu, taşlarda en yalın haliyle insanı gördüğünü söylüyor.

Bu nedenle insana en çok benzettiği bu maddeyi, insanların kendini göreceği tablolarla buluşturma çabasına girişmiş.

Önceleri farklı renklere boyadığı deniz kumlarıyla da resimler yapan usta ressam, daha sonra çakıl taşı ve kum birlikteliğinden şaheserlere imza atıyor. Sonuç ise olanca sertliği ve dayanıklılığıyla tuvale yansıyan birbirinden güzel resimler...

İbrahimhakkıoğlu, deniz kumunun aksine çakıl taşlarını boyamaktan kaçındığını söylüyor. Böylelikle en doğal halleriyle bir araya gelen irili ufaklı taşlar büyüleyici bir ahenkle tablolarda arz-ı endam ediyor.

Bunu yapmak kolay değil elbette... Önceleri malzemelerini Erzurum Karasu'dan toplayan usta ressam, daha sonra Antalya Konyaaltı Plajı ve Bilecik Osmaneli civarından taşlar getirtmeye başlamış.

Türkiye'nin her yerinden gelen irili ufaklı taşlarla yaptığı resimlerin ilki 1962 Varto depremiyle aynı tarihe denk geliyor. Depremde hayatını kaybeden bir delikanlı ve onun başında ağlaşan annesiyle kız kardeşleri...

Kendisini derinden etkileyen bu manzarayı tuvale işliyor taşlar vasıtasıyla. O gün bugündür de taşlara olan aşkı hiç bitmiyor. Ancak çakıl taşlarından bir tablo yapmak öyle kolay bir iş değil.

Bir tablo için 1.000 ile 2.000 arasında taş gerekiyor. Ayrıca ressam, taşları doğal renk ve şekilleriyle kullandığı için, çok detaylı inceleyerek seçmek zorunda. Daha çok çevresinde gördüğü doğal güzelliklerden etkilenerek bunları resmettiğini anlatan Fehim Bey'in çalışmaları bunlarla sınırlı değil elbette...
m.tuncel@zaman.com.tr
 

Kızı Esra da babasının izinde

Fehim Bey'in kızı Esra da babasının veliahtı. Esra İbrahimhakkıoğlu Yıldırım, lise öğreniminden sonra babasından temel resim dersleri almış. Babası gibi çakıl taşlarından resimler yapmaya merak salan Esra Hanım, yurtiçinde birçok sergi açarak bu hayalini gerçekleştirmiş.

İsmek'te 'çakıl taşları ile resim' dersleri veren babasına 'hocam' diye hitap ediyor. Yurtiçi ve yurtdışı sergilerinde usta ressamı yalnız bırakmayan kızı, babasının en büyük destekçisi. Sanat âşığı baba–kız taşlara olan tutkularını yılmadan tuvale işliyor.

Fehim Bey bir tablonun kaba halini 15 günde bitirdiğini, ancak dört ay boyunca atölyede kalarak hemen her gün değişikliğe uğradığını anlatıyor.

Anlayacağınız oldukça incelikli bir iş. Siz de taşların olanca sadelik ve doğallığı ile ortaya çıkan şaşırtıcı güzellikleri merak ediyorsanız, Başakşehir Deposite AVM'deki 'Çakıl Taşlarından Hayatlar' sergisine mutlaka uğrayın.

Taşlarla birçok devlet adamının portresini yaptı
 
Çevresinde gördüğü doğal güzelliklerin yanı sıra portre tablolar da çalışmalarının önemli bir ayağını oluşturuyor Fehim Bey'in.

Portre ressamlığına başlama hikâyesi ise hayli ilginç.

Yaptığı ilk portre Demirel'e ait olan yetenekli ressamı teşvik eden kişi idönemin Milli Türk Talebe Birliği Başkanı Rasim Cinisli olmuş.

"Erzurum'a talebe yurdu yaptıracağız, portrenin faydası olur.'' diyen Cinisli'nin ısrarına dayanamayan Fehim Bey, Süleyman Demirel'in portresini yapmaya başlamış.

Bu işten alnının akıyla çıkan ressam, daha sonra da portre çalışmalarına devam etmeye karar verir. Saddam'ın özel misafiri olarak 3 yıl Irak'ta kalıp portresini yapar.

Kimi zaman konsoloslar, kimi zaman işadamları, bazen de derneklerin davetiyle yurtdışına çağırılan İbrahimhakkıoğlu, böylelikle dünyaya açılmış olur.

 Yirmiden fazla devlet adamını resmettiğini söyleyen Fehim Bey'in tuvaline yansıyanlar arasında kimler yok ki: Kral Fahd, Lady Diana, Bill Clinton, Barack Obama, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve daha birçokları...

Ressam Fehim İbrahimhakkıoğlu, çakıl taşı ve kum birlikteliğinden şaheserlere imzasını atıyor. Sonuç tuvale yansıyan birbirinden güzel resimler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder