Popüler Yayınlar

29 Nisan 2013 Pazartesi

Kıtlıkla gelen kardeşlik

25 Mart 2013 / BEHRAM KILIÇ - BAHANUR ALİŞOĞLU / DROGHEDA
 
Osmanlı’nın büyük kıtlık yaşayan İrlanda’ya 1847’de yaptığı para yardımına dair belgeler mevcut. Ya içi yiyecek dolu gemi yardımı? Bu dosya, gemi yardımına ışık tutuyor.
 
Kendisiyle buluştuğumuzda ter içindeydi. Drogheda’nın yaklaşık 10 kilometre dışında, ailesine ait arazide elinde çapasıyla toprağı eşeliyordu. Az sonra kulübesine geçtik. Burada ilginç bir sürprizle karşılaşacağımızdan habersiz…

20 metrekarelik bu ahşap yerde bulunan masasının arkasında küçük bir Türk bayrağı asılıydı. Karşı bölmedeki gazete kupürüne takıldı gözlerimiz. Biraz yakından bakınca Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte çektirdiği fotoğraftı bu. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine ait bir kareydi.

Eski belediye başkanı yüzündeki teri silerken, bize bir şeyler ikram etmek istiyordu kısıtlı imkânlarına rağmen. Çay yeter de artardı bile. Sonrasında asıl meseleye geliyordu konu. Osmanlı’nın 1847’de İrlanda’ya yaptığı yardıma…

Yıl 1845... İrlanda, tarihindeki en büyük felaketlerden biri olan açlık ile karşı karşıyadır. Halkın en büyük besin kaynağı patatesin zehirlenmesiyle başlayan kıtlık 7 yıl sürmüş, 1 milyona yakın İrlandalı hayatını kaybetmiş, ölümler ve göçlerle 8 milyon olan ülke nüfusu 4 milyona düşmüştür.

Olayın bizi ilgilendiren yanı, Osmanlı’nın kıtlık döneminde İrlanda’ya yaptığı yardımdır. Sultan Abdülmecid, 1847’de durumu İrlanda asıllı doktorundan öğrenince, bu zavallı insanlara hemen yardım elini uzatır ve onlara 10 bin sterlinlik bir yardım yapmaya karar verir.

Keyfiyet İngiliz hükümetine bildirilince, İngilizler, padişahın bu alicenaplığından son derece etkilendiklerini, ancak Kraliçe Victoria’nın kendi tebaası olan İrlandalılara bu maksatla sadece 2 bin sterlinlik bir yardım yaptığını dikkate alarak yardım miktarının bin sterline düşürülmesini rica ederler.

Sultan Abdülmecit bunun üzerine İrlanda’ya bin pound gönderir. Bunun yanı sıra bugün hâlâ sırrı açıklanamayan gemi meselesi yardımın ikinci aşamasını oluşturur.

Bin pound Abdülmecid’in içine sinmemiştir. Bu yüzden patates ve buğday yüklü üç gemiyi İrlanda’ya gönderir. Gemiler Dublin Limanı’na doğru yola koyulmuştur. Ancak ellerinde kraliçenin izni olmadığı beyanıyla geri çevrilen Osmanlı gemileri, yüklerini boşaltmak için bu kez Dublin’in 50 kilometre kuzeyindeki Drogheda’ya doğru rotasını çevirmiş ve erzakları Drogheda Limanı’na bırakmıştır.

İşte, bu insanî yardımın hatırasına Drogheda Belediyesi’nce yaptırılan şükran plaketi, yaklaşık 165 yıl önce Türk gemicilerin misafir edildiği eski belediye sarayının duvarına (şimdi burası Westcourt Oteli) çakılır. 2 Mayıs 1995’teki bu tören, İrlanda Büyükelçimiz Taner Baytok ve dönemin Drogheda Belediye Başkanı Frank Godfrey’in ortak çabalarıyla gerçekleşmiştir.



İşte bizi, Wectcourt Oteli’nin duvarında çakılı plaketi gördükten sonra soluk soluğa dönemin belediye başkanı Frank Godfrey’in bahçesine iten sebep budur.

Godfrey, kendi belediye başkanlığı döneminde çakılan bu plaketin gelecek nesillere bıraktığı en güzel miraslardan biri olduğunu söylüyor. Osmanlı’nın İrlanda’ya yaptığı maddi yardıma dair belgeler mevcut.

Ancak gemi yardımıyla ilgili Drogheda liman kayıtlarında bir belge yok. Godfrey de bunu araştırmış ama bir belge bulamamış. Buna da şaşırmamış:

 “İngilizler böyle bir yardımın Osmanlılar tarafından İrlandalılara ulaştırılmasını ispat edecek bir delilin olmasını istemezler. Ama biz biliyoruz ki Türkler bize en zor anımızda yardımda bulundu. Çocukluğumda dedelerimizden, ninelerimizden Türklerin bize yardım ettiğine dair çok söz işittim.”

İrlandalı kadının anlattığı...

Dönemin İrlanda Büyükelçisi Taner Baytok, hâdiseyi bu ülkeye büyükelçi tayin olunduğunda, Dublin’de İrlandalı bir kadının kendisine Osmanlı’nın yardımından bahsetmesiyle öğrenmiş.

Kısa bir araştırmadan sonra The Threshold dergisinde, Thomas P. Neill imzasıyla 1957’de yayımlanmış yazıda bundan söz edildiğini okumuş.

Sonra da İrlanda asilzâdelerinin Osmanlı Padişahı Abdülmecid’e gönderdikleri ve Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen teşekkür mektubuna ulaşmış.

Mektup şöyle: “Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda asilzâdeleri, beyefendileri ve sâkinleri, Osmanlı Padişahı tarafından acı çeken kederli İrlanda halkına gösterilen cömert hayırseverlik ve alâkaya en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder, onlar adına padişah tarafından İrlanda halkının ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan bin sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz.”

Taner Baytok, ‘Dış Politikada Bir Nefes’ adlı kitabında meseleyi ayrıntılarıyla ele alıyor. Baytok’un ifadesiyle, Başbakanlık Arşivleri Genel Müdürlüğü, bir ciddiyet ve çalışkanlık örneği göstererek İngiltere’nin İstanbul Büyükelçiliği’nden Bâbıâli’ye gönderilmiş çarşaf kadar bir notayı bularak fotokopisini Dublin’e gönderiyor.

İrlandalıların teşekkürlerini ileten bu notayı Baytok, önce çerçeveletip makam odasına asıyor. Arkasından da Droheda’ya bunun anısına bir anıt dikilmesi için uğraşmaya başlıyor. Abide için hükümet kararı gerektiğinden plakette karar kılınıyor. 2 Mayıs 1995’teki plaketin açılış törenine İrlanda hükümetinin temsilcilerinin yanında, yöre halkı da katılıyor.

Baytok, İrlandalıların padişaha gönderdiği teşekkür mektubunun bir kopyasını, yardımların indirildiği liman kenti Drogheda’nın belediye başkanı ve encümen üyelerine armağan ediyor. Drogheda’da asılan teşekkür plaketinde ise “1847 Büyük İrlanda Açlığı, Türkiye halkının, İrlanda halkına karşı alicenaplığının tanınması ve anısına” ifadesi yer alıyor.

İngiltere elçisinin şükranı

Osmanlı para yardımının, dönemin İngiliz Büyükelçisi Mösyö Lesle kanalıyla İrlanda halkına iletildiğini yine arşivlerden öğreniyoruz.

Osmanlı arşivlerinde bu yardıma dair 31 Mart 1847 tarihli hariciye vekili tarafından sadrazama yazılmış belgeye göz atalım:

“Efendim hazretleri, padişahımızın bütün âleme yayılan bol ihsanlarının eserlerinden biri olarak İrlanda ahalisi fukarasına ihsân buyurulan bin liralık yardım, bu tarafta İngiltere Sefâreti’ne gönderilmişti. İşbu yardımdan pek ziyâde memnûn olarak bugün bütün büyükelçilik maiyeti memûrları yanında olduğu hâlde İngiltere Elçisi Mösyö Lesle hususi olarak Bâb-ı Âlî’ye (Başbakanlığa) gelip cihânın bildiği ve kabul ettiği padişahımızın şefkat ve merhametlerinin böyle açıktan yapılan yeni bir örneğinden dolayı milletçe teşekkür ettiklerini…”

İngiltere elçisinin Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde yer alan 40/1888-1 numaralı 25 Mayıs 1847 tarihli cevabi yazısı ise şöyle:

“Haşmetlü İngiltere Kraliçesinin, bu yazının altında imzası bulunan murahhas elçisi, kraliçe cenâblarının, vatandaşlarından olup kıtlık çeken fukaralara yardım olmak üzere padişah hazretleri tarafından gönderilen yardım, gerek kraliçe cenablarına ve gerek İngiltere devletine memnunluk ve şükran doğurduğunu devletlü Âlî Efendi hazretlerine arz ile bildirmek ister. Padişah hazretlerinin şanlı ve muazzam saltanatlarının işbu sadaka ve cömertlik hususu gerçekten de İngiltere devletinin ziyâdesiyle hoşuna gitmiştir.”

19. yüzyılın ortalarında Avrupa’nın başka ülkelerinde de kıtlık yaşandığı ve gerileme döneminde olmasına rağmen Osmanlı’nın İrlanda haricinde Macaristan, Hollanda, Polonya hatta Sumatra Adası gibi ülkelere de bu tür yardımlarda bulunduğu arşivlerde mevcut.

Bugün Dublin’deki Türk Büyükelçiliği’nde bir kopyası bulunan ve İrlanda tarafından bizzat Türkiye’ye gönderilmiş teşekkür mektubu, Osmanlı’nın İrlanda’ya yapmış olduğu para yardımını ispatlıyor. İrlandalı tarihçilerin Osmanlı gemi yardımına olumsuz bakanları bile bu para yardımını inkâr etmiyor. Ancak gemi yardımı ile ilgili belgeler net değil.

History Ireland dergisinin Eylül/Ekim 2010 sayısında da dergi yazarlarından Sir Tony Canavan, Osmanlı yardımı konusundaki delil eksikliğinden dem vuruyor.

Ancak Mary Mackey adlı araştırmacı, yazısında Mizen Archeogolocal and Historical Journal adlı derginin 10. sayısını referans vererek bizi küçük bir delilin varlığından haberdar ediyor.

School Folklore (1938) koleksiyonunda bulunan ve J.Barry’nin kaleme aldığı satırlara göre Ballydehob’lu 65 yaşındaki J. H. Kelly dergiye yaptığı açıklamada şöyle diyor:

“Kıtlık yıllarında Türk Devleti’nden yiyecek alındı. Bu yiyecekler bisküvilerden oluşuyordu. Bunlar Ballydehob’un karşı iskelesindeki depolarda tutulmuş; ancak çok az bir kısmı halka dağıtılmıştı. John Sullivan adındaki tren istasyonunda çalışan biri, bana kıtlıktan bir süre sonra bu depoların temizlenmesi için adam tutulduğunu ve o zaman bu bisküvilerin bulunduğunu söyledi.”

2011’de Türkiye’yi ziyaret eden İrlanda Cumhurbaşkanı Mary McAleese, “İrlanda halkı bu eşine az rastlanır bonkörlük girişimini asla unutmadı ve bunun sonucunda sizin bayrağınızdaki semboller, bu güzel yıldız ve hilali bölgenin sembolü haline getirdiler.

Hatta futbol takımının formalarının üzerinde de bu güzel Türk sembollerini görüyoruz. Önümüzdeki cumartesi günü eğer Drogheda’yı ziyaret edecek olursanız, millî takımınızın sahada futbol oynadığını düşünebilirsiniz.” açıklamasında bulunmuştu.

Gerçekten de haklıydı. Renkleri bordo-mavi olan Drogheda United’ın ambleminde ay-yıldız vardı. Yine bugün yaklaşık 38 bin kişinin yaşadığı Drogheda Belediyesi’nin ambleminde de ay-yıldız bulunuyor.

Halk bunu Türklere olan şükran borcunun bir yansıması olarak değerlendiriyor; ama bir başka iddia, armadaki ay-yıldızın ‘Prens William the Orange’ döneminden beri mevcut olduğuna dair. Drogheda müzesinde o yıllara ait tarihî bir kılıç bulunuyor. Ve kılıçta arma var.

Yardıma dair yeni kanıtlar

Sizin anlayacağınız İrlandalılar gemi yardımında ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı yardımı kabul ediyor, bir kısmı ‘elde belge yok’ diyor. 20. yüzyılın başında İrlanda Millî Kütüphanesi’nin yandığını hatırlatalım.

Belki de resmî belgeler o kütüphanedeydi. Para yardımından ise eminler. İrlanda basınında Osmanlı’nın yaptığı para yardımı ile ilgili ilk haber The Nation gazetesinde 1847’de çıkıyor. Bu haberde Türkiye’nin İrlanda’ya yaptığı para yardımından açıkça söz ediliyor.

Ancak haberde gemi yardımıyla ilgili ibare bulunmuyor. Frank Godfrey ısrarla Türklerin İrlanda’ya yaptığı gemi yardımından şüphe duymadığını söylüyor. Buna ek olarak, Drogheda’nın önemli tarihçisi ve “Drogheda: Its Place in Ireland History” kitabının yazarı Ted Greene de eserinde açıkça Osmanlı’nın İrlanda’ya üç gemi dolusu yiyecek yardımı yaptığını doğruluyor:

“Osmanlı Sultanı, Kraliçe Victoria tarafından yapılan kısıtlamayı, üç gemi dolusu yiyecekle aştı ve Osmanlı gemicileri Dublin’den gereken izni alamayınca, yiyecekleri gizlice Drogheda’nın küçük limanına boşalttı.”

Haziran 2012’de bu ülkeye yapılan gıda yardımına dair yeni kanıtlar bulundu. İrlandalı yerel tarihçi Brendan Matthews, sonuçları İrlanda medyasına yansıyan araştırmasında, 3 adet olduğu belirlenen gemilerin rotasını ortaya çıkardı.

Matthews’un 10-14 Mayıs 1847 tarihli Drogheda Argus ve Drogheda Conservative gazetelerinden derlediği haberler, Selanik’ten gelip İrlanda’daki Boyne Nehri boyunca ilerleyen iki yabancı geminin, açlıktan kırılan Drogheda’ya gıda taşıdığını doğruluyordu. Porcupine ve Ann adlı bu iki gemi gibi buğday ve Hint mısırı taşıyan Alita adlı bir başka yabancı gemi daha Polonya’nın Szczecin limanından yine Drogheda’ya gıda getirmişti.

Tarihçi Matthews, “O dönemde Drogheda Limanı’nda kayıt tutulamıyordu. Bu zamanlama iddiaya tam uyuyor. Osmanlı sultanı bu gemileri İngiltere Kraliçesi’ni üzmemek için sessizce göndermiş olabilir. Gemiler farklı tarihlerde yola çıksa da aynı anda İrlanda’ya varmış.” diyor.

Renkleri bordo-mavi olan Drogheda United ve Trabzonspor, 2012 yılında kardeş kulüp oldu.

Bu kardeşliğin anısına iki takım geçen hafta özel maçta bir araya gelecekti. Ancak karşılaşma, yağmur yüzünden iptal oldu. Yine de Trabzonspor’a gösterilen ilgi büyüktü.

İki takım taraftarları uzun zamandır internet üzerinden birbirlerine destek mesajları yayımlıyordu. Buna bir de tarihten gelen kardeşlik eklenince gösterilen misafirperverlik hakikaten görülmeye değerdi.

Bundan sonra önemli olan iki ülke arasında dar zamanlarda doğmuş bu dostluk bağının korunması ve her iki milletin de bu bağın bilincinde olmasını sağlamak.

İrlanda’daki Türk İrlanda Eğitim ve Kültür Derneği (TIECS) gibi kurumlar bazı belgeler arşivlenmemiş, birtakım bilgi ve deliller kaybolmuş olsa da iki ülke arasında tarihten gelen bağı güçlendirmek için çalışıyor.

Bu dosyamızın hazırlanmasında bize yardımcı olan derneğin değerli üyeleri Enes, Serhat, Uğur ve Yusuf beylere teşekkür ediyoruz.

İrlandalıların Abdülmecid’e mektubu

Zat-ı Şahaneleri Osmanlı Mülkünün Sultanı Abdülmecid Han’a, aşağıda imzası bulunan biz İrlanda eşrafı, siz zat-ı devletlerinin mağdur ve perişan İrlandalılara karşı gösterdiğiniz alaka ve geniş kereminiz dolayısıyla minnet ve en derin şükranlarımızı arz için müsaade istirham ediyoruz.

Yine ahalimiz adına ihtiyaçlarımızın görülmesi için siz zat-ı şahaneleri tarafından yapılan bin sterlinlik nakdî yardım sebebiyle teşekküre cesaret eyliyoruz.

Hikmet-i ilahî memleketimizi başlıca gıda maddesinden mahrum etti; ahalimizi hiçbir medenî millete isabet etmeyen kıtlığa duçar eyledi.

Bu çetin zamanda felaketzede İrlandalıların kendilerini ve ailelerini açlıktan kurtarmak için kendilerinden daha az belaya uğrayan diğer ülkelerin kerem ve ihsanına el açmaktan başka çaresi kalmadı.

Siz zat-ı âlileri yapılan bu çağrıya cevap verdiniz. Onlarca ırkdaşımızı yok olmaktan kurtaran bu vakitlice ve cömert yardımınız için İrlanda ahalisi adına zat-ı şahanelerine minnet ve şükranlarımızı arza müsaade rica ediyoruz.

Avrupa Osmanlı Ligi!

Drogheda United, 1919’da kurulmuş. 1. Dünya Savaşı, 1929 Ekonomik Buhranı, 2. Dünya Savaşı derken kulüp asıl faaliyetlerine 1960’larda başlamış. Osmanlı’ya hayran takımlar ya da şehirler sadece Drogheda United ile sınırlı değil.

Türklerin takımı Deportivo: İspanya’nın dünyaca ünlü kulüplerinden Deportivo La Coruna da Türkiye sevgisiyle biliniyor. Ülkede “Türklerin takımı” olarak bilinen mavi-beyazlıların Türkiye’ye muhabbeti, 5 asır öncesine, Barbaros Hayrettin Paşa’nın büyük donanmasıyla İspanya’ya hücum ettiği yıllara dayanıyor.

O yıllarda ülkenin kahramanlığıyla ünlü Galicia bölgesinin gençleri, Barbaros’a çeşitli konularda yardım ederek Celta Vigo kentinin büyük tepkisini çekiyor. Celta Vigo halkı, Galicia’nın Barbaros’a verdiği destek nedeniyle, La Coruna’da yaşayanlara ‘Türkler (Turcos)’ demeye başlıyor.

La Coruna halkı da Celta Vigo’lulara, Portekizlilere yakınlıkları sebebiyle ‘Hain’ yakıştırması yapıyor. İki komşu şehir arasında yaklaşık 500 yıldır süren gerilim günümüzde yerini futbol rekabetine bıraktı.

Celto Vigo taraftarları Deportivo taraftarlarına ‘Türkler’ demeye devam ediyor. Deportivo taraftarları ise bu yakıştırmadan hoşnut, hatta birkaç yıl önce bölgesel bir televizyon kanalıyla anlaşarak ‘Turkia’ adıyla bir program bile başlatmışlardı.

Programın sunucuları kırmızı-beyaz tişörtler giyiyor, arka fonda ise ‘Turkia’ yazısı ve Türk bayrağı bulunuyordu. G.Saray’ın önceki başkanı Adnan Polat, Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışına Deportivo Başkanı Augusto Cesar Lendoiro’yu da davet etmişti. Lendoiro, kendisine ‘Türk başkan’, taraftarlara ise ‘Türkler’ denilmesinden gurur duyduğunu açıklamıştı: “Türkler’ ismi bize bırakılan bir mirastır. Maçlarımızda Türk bayrağı görmek bizi motive ediyor.”

Porstmouth’un ay-yıldızı nereden geliyor? 1898’de kurulan İngiliz takımlarından Portsmouth’un ambleminde de ay-yıldız bulunuyor.

Portsmouth, İngiltere’nin güneydoğusunda Londra ile bağlantılı mühim bir liman şehri. 1850’lerde İngiltere’nin güneyindeki Portsmouth Limanı’na eğitim amaçlı giden iki Osmanlı gemisinin mürettebatından salgın hastalıklara yakalanıp ölenler oluyor.

Portsmouth’ta hayatlarını kaybeden 26 asker, o dönemin kendine has şartları dolayısıyla Anadolu’ya getirilemiyor ve orada defnediliyor.

1902’de kabristan hâline getirilerek etrafı çevrilen mezarlık, 1985’te şehitlik statüsüne alındı. Dünyanın en büyük deniz gücüne sahip bu ülkesine Sultan Abdülmecid’in gönderdiği iki gemideki denizciler halka çok sıcak davranıyor ve ilgi görüyordu.

Bazı kaynaklar, Portsmouth’un amblemindeki ay-yıldızın halkın askerlere olan vefasından ileri geldiğini öne sürüyor. Bir başka iddia ise daha da ilginç.

Araştırmacı-yazar Oktan Keleş, Osmanlı’nın son dönemlerinde, İngiltere’nin Osmanlı topraklarında kültürel ve sportif faaliyetleri bahane ederek istihbarat çalışması yaptığını, dönemin padişahı 2. Abdülhamid’in de buna karşılık aynı yöntemle istihbarat çalışmaları için İngiltere’de Portsmouth Kulübü’nü kurdurduğunu ileri sürüyor. Keleş’e göre Portsmouth’un seçilmesinin diğer bir sebebi de bu şehirde İrlandalıların aktif olması.

Portsmouth’un resmî sitesine göre, kulübün amblemindeki ay-yıldız, 1189-1199 yılları arasında İngiltere’yi yöneten Kral 1. Richard’a ait.

3. Haçlı Seferi sırasında Bizans İmparatorluğu yönetimindeki Kıbrıs’ı alan İngiltere Kralı 1. Richard, burada gördüğü 1 ay ve 8 yıldızdan oluşan amblemi beğenerek Portsmouth kentinin de amblemini ay-yıldızlı hâle getiriyor. Bu bilgiye Oktan Keleş, “Tamamen uydurma.” diyor.

‘Türk’ adını alan ilk futbol takımı: İngiltere’de yer alan bir başka takımla devam edelim. Takımın adı Fordingbridge Turks. FIFA, 2004’te 100. yılını kutlayan takımlara para ödülünü uygun görmüştü.

Fordingbridge Turks takımı listeye 7. sıradan girdi. Zira İngiltere’nin Hampshire bölgesinde 1868’de kurulmuşlardı. Orman içindeki Fordingbridge, adını kasabanın tam ortasından geçen nehir üzerine kurulmuş olan tarihî köprüden alıyor.

1877’de kurdukları kulüp ismini Gazi Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Plevne’deki meşhur savunmasından alıyor. ‘Plevne Savunması’ tüm Avrupa’da dilden dile dolaşmaktadır. Fordingbridge futbol takımının rakipleri karşısında ortaya koydukları savunma ağırlıklı futbol, Osmanlı ordusunun dünya tarihine geçen Plevne savunmasına benzetildiği için taraftarlar takımlarına, “Come on Turks” ve “Live Long Turks” tezahüratlarıyla destek verince, takımın adı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bütün futbolcuları İngiliz olan takımın adı ‘Fordingbridge Turks’ konuyor.

Fordingbridge Turks, 1881’de dünyanın ilk futbol kupalarından biri olan Basingstoke Kupası’nı kazanarak adını ülke çapında duyuruyor. Tarihin akışı devam etmektedir.

Ve İngiliz ordusu Çanakkale’de Türk askeri ile karşı karşıyadır. İngiliz kamuoyunda Türkler artık ‘düşman’dır. Fordingbridge Turks de adını değiştirmelidir.

Yapılan bütün baskılara rağmen kulüp yöneticileri sonuna kadar direnirler ve Türkler, takım adı olarak günümüze kadar gelir.

http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-35161-kitlikla-gelen-kardeslik.html
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder