Popüler Yayınlar

1 Nisan 2013 Pazartesi

PANDORANIN KUTUSU BİR DAHA AÇILIRSA! @ChevalierdesMot



@ChevalierdesMot
Ahmet Bey, yine açtırdınız Pandora'nın kutusunu...


Aslında Batının içinde bulunduğu duruma tam karşılık geliyor bu PANDORA'nın kutusu. 

Efsaneye göre Prometheus tanrılardan ateşi çalar (Batı'nın Endülüslü Müslümanlardan ilmi çaldığı gibi) ancak bu ilmi çalarken en önemli kısmını unuturlar:  “ÇokYasal Siyaset”


Antik Yunan Efsanesine göre;

Baş tanrı Zeus,  tanrıların ateşini Olympos Dağı'ndan çalıp,  insanlara götürerek ilk devrimi gerçekleştiren Prometheus'u ve ona yardım eden suç ortaklarını (erkekleri) cezalandırmak için bin bir kötü düşünceye dalar. Bütün kötülükleri beyin süzgecinden geçirdikten sonra aklına,  bu kötülükleri içinde barındıran bir varlık yaratma fikri gelir.



Bütün kötülükleri içinde barındıran bu varlığın adı ise 'kadın'dır. Tabi bu varlığa kadın demeden önce yaradılış öyküsünü anlatmak yerinde olacaktır.



Baş tanrı Zeus,  kadın yaratma fikrini hemen gerçekleştirmek için kolları sıvar. İlk olarak,  oğlu olan demirci tanrı (sanatçı olarak da bilinir) Hephaistos' a bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Hephaistos,  Zeus'un dediğini anında yapar ve usta becerisiyle kadına şeklini verir. Daha sonra ise bilgeliğin tanrıçası Athena,  bu kadına el işlerini,  beceriyi (dokuma,  el sanatları vs.) öğretir ve süslü kuşağını bu kadının beline sarar.



Sıra kadını kadın yapan özellikleri bu kadına vermeye gelince,  devreye aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite girer. Aphrodite,  bu kadının yüreğini arzularla doldurur,  yüzüne zarafet serper,  tutku,  heyecan,  güzellik,  şehvet hepsini bu kadına adeta yükler.



Zeus'un kötü olarak nitelendirdiği bu kadına şeytani duyguları,  yalanı,  düzenbazlığı ise haberci tanrı Hermes verir. Son olarak ise Zeus,  bu kadına can versinler diye dört rüzgârın esmesini emreder. Bu rüzgârlar esince kadına can gelir. Böylelikle kadının yaradılışı gerçekleşir. Bu kadın yaratıldıktan sonra sıra onu süslemeye gelir. Bu süsleme görevini ise birbirinden güzel periler üstlenir. Periler onu süslü gerdanlıklarla,  kemerlerle ve de çiçeklerle donatırlar. Onu akıllara durgunluk verecek bir güzelliğe büründürürler.



Son olarak sıra bu kadına isim vermeye gelir. Haberci tanrı Hermes ona "bütün tanrıların armağanı" anlamına gelen "PANDORA" adını verir.



Pandora efsanesinin günümüze nasıl aktarıldığı konusunda bilgi verecek olursa eğer; tarihçi Hesiodos'un "Theogonia" (tanrıların doğuşu) ve "İşler ve Günler" adlı eserlerinde bu efsaneye yer verilmiştir.



Zeus Pandora'ya can verdikten sonra ve onun bütün kötülüklerle,  çirkefliklerle aynı zamanda güzelliklerle donandığını gördükten sonra sıra Prometheus'tan ve insanlıktan öc almaya gelir. Zeus Pandora'nın eline kapalı bir kutu verir ve onu Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a (aklı başına sonradan gelen,  geç uyanan anlamına gelir) gönderir.


Olacakları önceden görebilen kâhin Prometheus bunun üzerine kardeşi Epimetheus'u Zeus'tan gelecek hiç bir hediyeyi almaması hususunda uyarır. Fakat Epimetheus hediyeyi elinde tutan güzel Pandora'yı görünce kardeşinin nasihatlerini unutur ve bunun karşılığında insanlığa en büyük kötülüğü getirir. Epimetheus,  Pandora'nın çekiciliğine karşı koyamaz ve yapacağı en son şeyi ilk sıraya koyarak onunla evlenir. O zamana kadar insanlar kötülüğü,  hastalığı,  sıkıntıyı,  yalanı bilmiyorlardır. Yeryüzüne bütün kötülükler Pandora ile birlikte bu kutuyla gönderilmiştir. Tek yapılmaması gereken ise bu kutunun açılmasıdır.


Zeus'un eline tutuşturduğu kutuda ne olduğunu merak eden Pandora bu merakına daha fazla dayanamayarak bu kutuyu açar. Bu kutu açılınca ne kadar kötülük,  dert,  kıskançlıklar,  hastalıklar,  açlık,  yaşlılık,  delilik,  ahlaksızlık varsa yeryüzüne yayılır. 

Pandora bu kutunun kapağını kapatmak istese de çok geç olmuş, artık yeryüzü bu kötülüklerle olumsuzluklarla çevrelenmiştir. Buna rağmen Pandora,  kutunun kapağını son hamleyle kapatır. Kutunun içinde geriye tek kalan ise; insanları bu kadar olumsuzluk karşısında avutan,  insanlığın tek ilacı olan 'UMUT' tur. (http://blog.milliyet.com.tr/gulsengedikoglu )

Sanırım bana düşen de Pandora’nin Kutusunda geriye kalan “UMUT” misali ( batının zamanında araklamaya tenezzül etmediği, bünyesine uygun düşmeyen ) sosyo-politiko-ekonomik ilimlerin çıkmasını sağlayarak Batının kurduğu HerkeseYekYasal zulüm düzenbazlığının darmadağın edilmesine yol açacak ne varsa ortalığa salıvermek oluyor. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder