Popüler Yayınlar

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Girişimcilik ve yenilikçilik endeksi üniversitelerimiz için ne kadar gerçekçi?

23 Temmuz 2013


Son iki yıldır Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK aracılığı ile Türkiye üniversitelerini girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi kapsamında bir sıralamaya tabi tutup, ilk 50'ye giren üniversitelerin isimlerini kamuoyuna açıklıyor.

Fakat yapılmakta olan bu sıralamanın Türkiye üniversitelerinin başarısını, girişimci ve yenilikçi özelliklerini tam olarak yansıtıp yansıtmadığı konusunda zihinlerde birçok istifhama da yol açıyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün, bu sıralamanın aslında üniversitelerin başarı sıralaması olmadığını ifade ediyor. Fakat bu sıralama, kamuoyunda, üniversitelerin başarı sıralaması olarak algılanmıştır.

Şüphesiz ki, Türkiye üniversitelerinin girişimcilik ve yenilikçilik açısından değerlendirmeye tabi tutulması oldukça önemli bir uygulamadır. Ancak bu endeksin, Türkiye'nin gerçeklerini, üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçilik düzeylerini tam olarak yansıttığını ne yazık ki söyleyemeyiz.

Çünkü değerlendirmede esas alınan verilerin belirlenmesinde bazı üniversitelerin başarılı uygulamaları yenilikçilik olarak değerlendirmeye alınmadı. Ayrıca bu değerlendirmenin uluslararası akredite bağımsız bir kuruluşa yaptırılması belki de daha objektif bir yaklaşım olmaz mıydı?

Öncelikle Türkiye'deki üniversitelerin sadece teknik alanları kapsayan üniversiteler olmadığını dikkate almak zorundayız. Üniversitelerimizin birbirinden farklı alanlarda yapılandıkları ve kendi alanlarındaki başarılarıyla öne çıktıkları bilinen bir gerçektir.

Üniversitelerimizin bazısı sağlık, bazısı sosyal ağırlıklı iken bazı üniversitelerimiz de mühendislik, sosyal bilimler ve sağlık alanlarını kapsayan karma bir yapıdadır. Farklı yapılardaki üniversitelerin aynı endekse göre değerlendirmeye tabi tutulması ne kadar doğrudur? Böyle bir değerlendirme, ister istemez tartışmaya açık sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

Mesela sağlık ağırlıklı bir üniversiteyi mühendislik bilimleri ağırlıklı bir girişimcilik ve yenilikçilik endeksi ile değerlendirmek ne kadar gerçekçi ve ne kadar doğru bir değerlendirme olabilir?

Ayrıca Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkedeki üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçilik algısı ile Amerika gibi gelişmiş ülkelerin girişimcilik ve yenilikçilik algısı birbirinden farklıdır.

Çünkü her ülkenin girişimcilik ve yenilikçilik algısı, o ülkenin gelişmişlik düzeyine ve ihtiyaçlarına göre değişiklik göstermektedir. Kaldı ki, dünyada üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçiliğini ölçmede esas alınacak standart bir şablon da bilindiği kadarıyla bulunmamaktadır.

Üniversitelerimizi ağırlık verdikleri alanlara göre kendi aralarında sınıflandırmak ve her birini içinde yer aldığı sınıfa göre değerlendirmek, bizi daha doğru ve daha sağlıklı sonuçlara ulaştıracaktır.

Mühendislik bilimleri ağırlıklı olanlar ayrı, sağlık bilimleri ağırlıklı olanlar ayrı, sosyal bilimler ağırlıklı olanlar ayrı sınıflandırılmalıdır. Hatta bir üniversitenin sadece belli alanlarda yenilikçi ve girişimci bir performans gösterirken diğer alanlarda aynı performansı göstermeyebileceği kabul edilmelidir.

Bir üniversitenin belli alanlardaki başarı veya başarısızlığını o üniversitenin tamamına teşmil etmenin ise, kabul edilebilir bir yöntem olmadığı açıktır. 

Türkiye üniversitelerinin girişimciliğini ve yenilikçiliğini belirlerken, ülkemizin gerçekleri göz önünde bulundurulmalı; sadece üniversite-sanayi işbirliği, faydalı ürün, patent gibi verilerle yetinmeyip, toplumun refahına, sosyal gelişmesine, sağlık hizmetlerine yapılan katkılar da dikkate alınmalıdır.

Meselâ, bir üniversite karaciğer nakli konusunda dünyanın en çok nakil yapan ikinci büyük merkezi konumuna gelmişse ve bunun da mevcut endekste bir karşılığı yoksa yapılan değerlendirmenin doğru ve sağlıklı olduğunu nasıl ileri sürebiliriz?

Aynı şekilde, bir üniversite, Türkiye'nin en büyük güneş enerjisi santralini kurarak ihtiyacı olan enerjinin yüzde 35'ini karşılıyorsa, bu üniversitenin girişimci ve yenilikçi olmadığını söylemek ne kadar gerçekçi olur?

Mevcut girişimci üniversite endeksine göre ilk 50'ye giren üniversitelerimizden acaba hangisi herhangi bir konuda dünyada ilk ona girebilmiştir?

Özellikle sağlık alanında birçok üniversite hastanesi bugün iflasın eşiğindedir. Bu konumda olan üniversitelerden bazıları girişimcilikte ön sıralarda yer alırken, verdiği sağlık hizmetlerinin kalitesini ve işletme verimliliğini öne çıkararak onlarca üniversite hastanesine model olan bir üniversitenin, üstelik 4 yılda öz gelirlerinin toplam bütçesi içerisindeki oranını yüzde 39'lardan yüzde 56'lara çıkartan bir üniversitenin bu başarısı durağanlıkla, girişimci ve yenilikçi olmamakla ifade edilebilir mi? 

Bir üniversite, ilk kez 5 megavatlık Türkiye'nin bildiğim kadarı ile en büyük  güneş  santralini  kuruyor ve bunun da mevcut endekste herhangi bir karşılığı bulunmuyor ise bunun üzerinde düşünmemiz gerekmez mi?

Eğer ülkemizdeki üniversiteler yenilikçilik ve girişimcilik endeksine tabi tutulacaksa; mühendislik, sağlık ve sosyal bilimler alanlarında ayrı ayrı puanlamaya tabi tutulmalı, bütün bu alanları kapsayan karma üniversiteler ise daha farklı bir kategoride değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, girişimcilik ve yenilikçilik endeksi, üniversitelerimizi bilim, teknoloji ve topluma hizmet etme noktasında bir yarışın içine sokmalıdır.

Adil olmayan ve Türkiye üniversitelerinin gerçekleri ile örtüşmeyen sıralamaların, özellikle de öğrencilerin üniversite tercihlerini yaptıkları bir zamanda kamuoyuna açıklanması, kanaatimce ilk 50 içinde yer almayan üniversitelerimiz açısından büyük bir talihsizlik olmuştur.

Umarım bu değerlendirmelerimiz, üniversitelerimizin girişimci ve yenilikçiliğini değerlendiren daha gerçekçi kriterlerin belirlenmesi yolunda, konunun muhatapları tarafından samimi bir uyarı olarak algılanır.

*Prof. Dr., İnönü Üniversitesi Rektörü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder