Popüler Yayınlar

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Y KUŞAĞI HAKKINDA BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN!

Devir onların devri... Y kuşağı kendinden önceki kuşaklardan oldukça farklı. Değişken, tartışmacı, itirazcı ancak sanıldığı gibi vurdumduymaz değiller. Y kuşağı hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Michael McQuenn, eleştirierin odağı olan bu kuşağın farklı yönlerini gözler önüne serdi...
Y KUŞAĞINI GERÇEKTEN NE KADAR TANIYORUZ?
ICT Summit Eurasia – Bilişim Zirvesi ’11’in konuşmacıları arasında genç kuşağın dünya çapında en önemli stratejistlerinden biri olarak tanınan Avustralyalı Michael McQueen de vardı. McQueen iş dünyasına, Y kuşağı hakkında bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri ve bu kuşağın dilinden anlamanın yollarını anlattı.
"Y kuşağı" olarak tanımlanan 1980 sonrası doğan kuşak günümüz iş yaşamında önemli bir yere sahip ve bir süre daha sahip olmaya devam edecek. Peki bir önceki X kuşağı tarafından beğenilmeyen, kendilerine has nitelikleri ile klasik çalışma ortamına kolay uyum sağlayamayan bu kuşağı ne kadar tanıyoruz? ICT Summit Eurasia – Bilişim Zirvesi ’11’in konuşmacıları arasında genç kuşağın dünya çapında en önemli stratejistlerinden biri olarak tanınan Avustralyalı Michael McQueen, Y kuşağı hakkında bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri ve bu kuşağın dilinden anlamanın yollarını anlattı.
Her şeyden önce Y kuşağı aslında önceki kuşaklardan çok farklı. Nasıl olmasınlar ki? Bilişim teknolojilerinin dünyayı küresel bir mahalleye dönüştürerek herşeye hükmettiği ve insanların, işletmelerin yaşam biçimine kadar her şeyi değiştirdiği bir dönemde yaşıyorlar. Değişimle beraber yaşayıp medya ve dijital teknolojilerle büyüyorlar. Hal böyle olunca hem tüketici hem çalışan konumunda olan Y kuşağı, bugünün iş dünyasını zorluyor. Her yeni kuşak kendinden bir öncekini sorguluyor ancak Y kuşağı bunu daha keskin bir şekilde yapıyor. Her ne kadar karakteristik özellikleri coğrafi ve kültürel olarak değişim gösterse de, Y kuşağının kendine has niteliklerini tanımlamak mümkün. Bu noktada dikkatimizi çeken McQueen, Y kuşağı hakkında tüm bildiklerimizi çöpe atıyor ve bu kuşak hakkında bilinen yanlışları gösteriyor.
Y kuşağı hakkında bilinen yanlışlar
Aslında “milenyum kuşağı" olarak da adlandırılan Y kuşağı, tam sınırları olmamakla birlikte genel olarak 1980 ve 1990’lı yıllarda doğanları tanımlıyor. Yani sadece 1990’lı yıllardan sonra doğanlar bu kuşağa dahil olmuyor. 1980 sonrası doğan Y kuşağının önemli bir kısmı eğitimlerini tamamladı ve çalışma hayatına dahil oldu bile.
Y kuşağı hakkında bilinen yanlışlardan biri de bu kuşağın tembel olduğu düşüncesi. McQuenn, Y kuşağının son derece güçlü bir iş ahlakı olduğuna dikkat çekerken, bu kuşağın bir önceki kuşak kadar işkolik olmadığını ve özel yaşantısına da özen göstererek dengeli bir yaşam kurmaya çaba sarf ettiğini söylüyor. Öncelikleri bir önceki kuşaktan çok farklı olan Y kuşağı, hırslı ve motive edilmeyi seven ancak anlamlı bir yaşam dengesi kurmaya çalışan insanlardan oluşuyor.
Y kuşağına dair yanlış bildiğimiz bir diğer şey ise onların savurgan olduğu kanısı. McQueen, bu kuşağın “hayattan zevk alma” anlayışını tüketime yansıttığını ancak kesinlikle savurgan olmadığını aksine son derece bilinçli tüketiciler olduğunu söylüyor.
Y kuşağını diğer kuşaklardan farklı kılan en önemli özelliği ise onların tartışmacı olması. McQueen’e göre aslına öyle değiller. Sadece siyah ve beyazı ayırt eden keskin bir tavırları var. Ve her şeyin nedenini merak ediyorlar. Y kuşağı “neden” sorusunu sormayı seviyor ve bu da otoriteye boyun eğmediklerini gösteriyor. Haklarını bilen ve otoriteye boyun eğmeyen bu kuşak, ilgisiz veya adaletsiz olan ile mücadele etmeyi biliyor. McQueen’e göre Y kuşağı gerçeğin mutlak olmadığı ve göreceli olduğu felsefesini taşıyor.
Y kuşağı hakkında bilinen en yaygın yanlış ise bencil oldukları düşüncesi. Y kuşağının diğer kuşaklara göre daha sorgulayıcı olması onların bencil oldukları anlamına gelmiyor. “Aksine farkındalık sahibi olan bu kuşağın gönüllü işlere daha fazla zaman ayırdığı ve bir şeyleri değiştirmek için çabaladığı gerçeğini inkar edemeyiz” diyor McQueen.
Y kuşağı hep bir önceki kuşak tarafından saygısız olarak tanımlanıyor; ancak bu da doğru değil. Haddini fazlasıyla bilen Y kuşağı saygı göstermeden önce saygının kazanılması gerektiğini düşünüyor ve bu felsefeyle hareket ediyor.
Y kuşağı kendinden emin tavırları ile kendi kendine yeten kibirli bir hava içinde hep. Ama McQueen, bu kibrin yanıltıcı olduğunu Y kuşağı insanlarının çoğunlukla şikayet eden ve dünyanın kolay olmadığı gerçeğini gören insanlardan oluştuğunu söylüyor.
Y kuşağına dair bu önyargıların daha doğrusu bilinen bu yanlışların iyi görülmesi gerekiyor. McQueen de bu kuşağın değişime ayak uydurması, inovatif olması, teknolojiyle iç içe olmasından ötürü dünyayla ve insanlarla doğal bir etkileşim içinde olduklarına inanıyor. Zaten Facebook ve Twitter gibi ağların bu kadar hayatımıza hakim olmasının bir nedeni de bu.
Şimdilerde X kuşağından gelen kişilerin yönetici olduğu iş dünyası, bu kuşağı anlamakta sıkıntı çekebiliyor. McQueen, bu sıkıntının sebeplerini doğru bilinen yanlışlara bağlarken, Y kuşağının gerçekten bugünün patronlarını zorlayıcı özelliklerinin de altını çiziyor. Bu özelliklerden biri de bu kuşağa mensup kişilerin “güvenilir” olmaması. Geleceği aslında çok da iyi planlayamayan Y kuşağı için gelecek; seçeneklerle dolu bilinmeyen bir dünyayı yansıtıyor. McQueen’e göre zaten Y kuşağı insanlarının yapacakları işler de henüz ortada değil.
Y kuşağından itaat beklemeyin!
Y kuşağının en itici özelliklerinden biri ise kendilerini çok beğenmeleri. Mükemmel olduğunu sanan Y kuşağı insanı eleştiriyi kabullenmekte zorlanıyor ve kendini her şeyde yetkin görüyor.
Bu kuşaktan gelen insanların diğer kötü huyu ise sabırsız olmaları. Sürekli şikayet eden ve zor olan için uğraş vermeyen bu kuşak, popüler kültürle iç içe büyüdüğü için hayatın kolay olmasını istiyor. Ancak hayatın çok da kolay olmadığı gerçeği ile yüzleşince depresyon, anksiyate, panik atak gibi sorunları sıklıkla yaşıyorlar. Bugün en yaygın hastalığının depresyon olması da bundan kaynaklanıyor.
Bu noktada Y kuşağından çalışanlara sahip olan yöneticilere büyük iş düşüyor. Onları hayatın heyecanlarla dolu olduğunu anlatarak sürekli motive etmek gerekiyor. Yöneticilere, onları oldukları gibi kabul etmesi gerektiğini salık veren McQueen, “Çalışma saatlerinde esneklik ve rahat bir çalışma ortamı sağlayarak sonuç odaklı çalışmaya önem verilmeli” diyor.
McQueen’e göre, son derece motive çalışan ve haksızlığa tahammül edemeyen bu kuşaktan itaat beklemek yersiz. Gösterdiği çaba karşılığında mutlaka takdir edilmeyi bekleyen bu insanlardan sadık ve başarılı bir çalışan topluluğu oluşturmak istiyorsanız, McQueen’e göre yaratıcılığı ve inovatif olmayı engelleyen yapılardan uzaklaşmalı ve insan kaynakları stratejilerinizi hızla bu insanların çalışma disiplinine göre değiştirmelisiniz.
Yazar: Ezgi Güler
Kaynak: http://www.bilgicagi.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder