Seyid Ali TOPAL
I- Konunun Plânı
A- Amel ve Niyet Kavramları
B- İslam’da Salih Amel Anlayışı ve Niyetin Önemi
1-Kur’an-ı Kerimde Salih Amel
2-Hadis-i Şeriflerde Salih Amel
C- Amel-Niyet İlişkisi
1-Her
Türlü İşte Niyetin İyi Olması
2-İdeal
Davranış: Niyet-Amel Bütünlüğü
3- Niyet
Amelden Önceliklidir
D- Amellerde Niyetin Dini ve Sosyal Hayattaki Önemi
1-Niyet-Amel Kopukluğunun Bir Yansıması: Nifak
2-İhlas
ve Samimiyetin Ölçüsü Olarak Niyet
3-İyi
Niyetli İnsanların Toplumu
4-İyi
Niyet Huzur kaynağıdır
II- Konunun Açılımı Ve İşlenişi
Konuya niyet hakkında bilgi verilerek
başlanır. İlgili ayet ve hadislere yer verilerek niyetin ibadetlerle ilişkisine
değinilir. Niyet olmaksızın yapılan fiillerle, niyete bağlı yapılan işlerin
kıymeti hakkında dinin değerlendirmelerine yer verilir. Amel kavramı üzerinde
durularak, salih amel hakkında gerekli açılımlar yapılar. Amel-niyet ilişkisine
değinilir.
III- Konunun Özet Sunumu
Niyet: azim, kasıt, kesin irade; kalbin
bir şeyi bilmesi; kalbin bir şeye karar verip, o işin niçin yapıldığını bilmesi
anlamında bir fıkıh terimdir. Çoğulu "niyyât"dır. İslam'da yapılan
amellerin değeri niyete göre belirlendiği için, niyetin önemli bir yeri vardır.
Kuran-ı Kerim'de, dua ederken niyetinin önemli olduğuna vurgu yapmak için Cenab-ı
Hakk'ın rızasını dileyen kişinin bu özelliği şöyle övülür:
"Sabah akşam
Rabbine, sırf O'nun rızasını dileyerek dua edenleri huzurundan kovma. Sen
kafirlere, kâfirler de sana hesap verecek değildir. Yoksulları kovarsan,
zâlimlerden olursun"[1]
Kureyş'in ileri gelenleri, Hz. Peygamber'den yoksulları yanından uzaklaştırması
şartıyla görüşebileceklerini bildirmişlerdi. Hz. Peygamber de sadece onlar
gelmek istediklerinde bunu kabul edebileceğini bildirince bu ayet inmiş,
yoksullar saf niyet ve ihlâsları sebebiyle Yüce Allah'ın yardımına mazhar
olmuşlardır. Kişinin niyeti iyi olmadığı, Allah rızası gözetilmediği zaman,
yapmış olduğu ameller zahiren iyi olsa da sahibine gerekli faydayı sağlamaz.
Bazan niyet amelin de önüne geçer. Çeşitli
sebeplerle işlenemeyen amel, niyet sebebiyle sanki işlenmiş gibi ecir
kazandırır. Zeyd b. Sabit (r.a)'ten şöyle dediği rivayet edilmiştir:
لايَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُوْلِي الضَّرَرِ
وَالْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ
بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ اللّهُ الْمُجَاهِدِينَ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِدِينَ دَرَجَةً وَكُـلاًّ وَعَدَ اللّهُ
الْحُسْنَى وَفَضَّلَ اللّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ أَجْراً عَظِيماً
"Müminlerden savaşa katılmayıp
oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler bir
değildir…"[2]
ayeti inince, Allah Elçisi bunu yazmamı istedi. Tam bu sırada bir a'ma olan
Abdullah İbn Ümmi Mektûm gelerek; "Ey Allah'ın Resulü cihada gücüm
yetseydi, ben de gider düşmanla savaş yapardım" dedi. Bunun üzerine
Cenab-ı Hak aynı ayetin devamında; "Özürsüz olarak (savaşa katılmayıp
oturanlar)" istisnasını indirdi"[3]
IV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı
Ayetler
وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاء
وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ
“Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has
kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları
ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.”[4]
قُلْ إِن تُخْفُواْ مَا فِي صُدُورِكُمْ أَوْ تُبْدُوهُ يَعْلَمْهُ اللّهُ
وَيَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي
الأرْضِ وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“De ki: “İçinizdekini gizleseniz de,
açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de
bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”[5]
لِّلَّهِ ما فِي السَّمَاواتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَإِن
تُبْدُواْ مَا فِي أَنفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُم بِهِ اللّهُ
فَيَغْفِرُ لِمَن يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاءُ وَاللّهُ عَلَى كُلِّ
شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Göklerdeki
her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da,
gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar,
dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”[6]
Konu ile ilgili faydalanılabilecek diğer
bazı ayetler: Bakara,2/225, İnsan, 76/8-9). Hacc, 22/37
IV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı
Hadisler
قالَ رَسُولُ اللّهِ ﺼﻠﻌﻡ: إنَّمَا اﻻعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ وَإنَّمَا لِكُلِّ
امْرِئٍ مَا نَوَى، فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ الى اللّهِ وَرَسُولِهِ
فَهِجْرَتُهُ الى اللّهِ وَرَسُولِهِ، وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ الى دُنْيَا
يُصِيبُهَا أوِ امْرَأةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرتُهُ الى مَا هَاجَرَ إلَيْهِ
Resûlullah (s.a.v) buyurdular
ki:"Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse
kimin hicreti Allah'a ve Resûlü için ise, onun hicreti Allah ve Resûlünedir.
Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlanacağı bir kadın için
ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir." [7]
قالَ رسولُ اللّهِ ﺼﻠﻌﻡ: مَنْ أخَذَ أمْوَالَ النَّاسِ يُرِيدُ آدَاءَهَا
أدَّى اللّهُ عَنْهُ، وَمَنْ أخَذَهَا يُرِيدُ إتْلاَفَهَا أتْلَفَهُ اللّهُ
تَعالَى
Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
"Kim, ödemek arzusu ile insanların malını alır ise, Allah (onun borcunu)
ona bedel edâ eder. Kim de telef etmek niyetiyle halkın malını alırsa Allah onu
telef eder."[8]
ألا وإن في الجسد مُضْغَةً إذا صلَحت صلح الجسد كله، وإذا فسدت فسد الجسد كله،
ألا وهي القلْبُ
“Dikkat edin! İnsanın bünyesinde bir et
parçası vardır. Eğer o salah bulursa bütün ceset salah bulur; eğer o bozulursa
bütün ceset bozulur. Dikkat edin o, kalbtir.” [9]buyurmaktadır.
IV-Yararlanılabilecek Kaynaklar
Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, A.
Davudoğlu, İstanbul 1972, IX, 118
Müslim, Akdiye 15, II, 1342) Müslim,
İmâre, 156, 157; Ebû Dâvud, İstiğfâr, Vitr, 26; Nesâî, Cihâd, 36; İbn
Mâce,
Cihâd, 15; Ahmed b. Hanbel, I, 397
Riyazüssalihin (Komisyon) Niyetle ilgili
bölüm
Mecelle; (Madde”2 " (Madde, 3”)
TDV İslam Ansiklopedisi Niyet Maddesi
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve
Şerhi, Akçağ Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder