4 Mayıs 2013
KUDRET VURGUN
Ülkemizde uzun yıllar yaşanan bölücü terör belasının son bulması için siyasi irade tarafından ortaya konulan ‘Milli Birlik ve Kardeşlik’ projesi, bir taraftan halkımızda barış umutlarını canlandırırken, diğer taraftan ülkemiz ve bölge ekonomisi için yeni fırsatlar sunuyor.
Siyasi çözüm planları ve girişimleri yapılırken, terörün bitmesinden sonra bölgedeki şehirlerimizin kalkınmasında ve bölge halkının refahının artırılmasında önem arz eden ekonomi politikaların da paralel olarak acilen ele alınması gerekiyor.
Kişi başına gelir düzeyi son derece az ve eğitim seviyesi geri kalmış, istihdam oranları çok gerilerde olan bölgede, yeni yatırımları çekecek bir teşvik sistemi gerektiği kadar, finans kurumları ve finansal kaynakların bölgeye çekilebilmesini sağlayacak stratejilere ihtiyaç bulunuyor.
Kaldı ki, yeni yatırımlar için gerekecek uzun vadeli ve uygun koşullu finansal kaynakları sadece yerli kaynaklardan karşılamak yeterli olmayacağı için, yabancı kaynakları da çekebilecek bir model oluşturmakta fayda var.
Bu kapsamda bankacılık sistemimizden krediler yoluyla finansman bulmak dışında, çeşitli finansal enstrümanları devreye alarak sermaye piyasamızın imkânlarını da kullanmak oldukça yarar sağlayacak.
Örneğin son dönemde gerek kamu kesiminin gerekse özel sektörün ilgi gösterdiği “kira sertifikası” (sukuk) ihracı bir alternatif olabilir.
Bunun için özel bir varlık kiralama şirketi (VKŞ) kurulup “Organize Sanayi Bölgeleri” (OSB) yatırımlarının finansmanında kullanılabilir.
Böylece yatırım yapacak sanayi kuruluşları kendi mülkiyetinde üretim tesisi kurmalarına ihtiyaç kalmaz ve kiralama yoluyla faaliyet gösterebilirler. OSB işletici ve mülkiyet sahibinin, kurulacak bir kamu sermayeli şirket olabileceği gibi özel sermayeli şirket olması da mümkündür.
OSB mülkiyetine sahip olan şirket, mülkiyeti VKŞ’ye devreder ve VKŞ tarafından ihraç edilecek kira sertifikaları yoluyla yatırım sermayeleri karşılanabilir.
Yapılacak düzenlemeler yoluyla bu sanayi bölgelerine benzer şekilde “Organize Teknoloji Bölgeleri” kurulması, bu sayede bilişim teknolojileri veya Ar-Ge teknolojileri alanında faaliyet gösterecek özel bölgeler oluşturup buraların da altyapı finansmanında kira sertifikaları veya diğer sermaye piyasası enstrümanları kullanılabilir.
Bu teknoloji bölgelerinde, sağlık, eğitim, alışveriş merkezleri, ibadethane, eğlence mekânları gibi her türlü sosyal altyapı mekânlarının eksiksiz ve çok iyi bir şekilde yapılması durumunda, bu bölgelere batı şehirlerinden hatta dış ülkelerden kaliteli istihdam gelmesi sağlanabilir.
Diğer yandan ülkemiz için son derece önemli bir proje olan, “İstanbul Finans Merkezi” projesi yabancı yatırımcılar tarafından da dikkatle izlenmekte.
Bu proje çerçevesinde 1986 yılından bu yana faaliyette olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ‘Borsa İstanbul’ olarak isim ve statü değişikliği yaparak, İstanbul Altın Borsası ile İzmir Vadeli İşlemler Borsası’nı bünyesine katmış, bölgesinde ve küresel arenada daha da rekabetçi bir şekilde yapısal dönüşüm geçirmiştir.
Sermaye piyasamızın yeni enstrümanlar yoluyla desteklenmesi ve büyütülmesi, Borsa İstanbul’a da güç katacak ve İstanbul Finans Merkezi projesine ayrı bir ivme kazandıracaktır.
*Sermaye Piyasası ve Kurumsal Finans Danışmanı, İMKB eski Kotasyon Müdürü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder