17 Şubat 2013
ARZU KILIÇ
Dünya edebiyatının klasik kabul edilen eserleri, günümüzde elden ele
değil sadece dilden dile dolaşıyor. Peki klasikleri okumayı bu kadar
zorlaştıran ne?
Ne var ki bu eserleri ‘tüketmek' pek de kolay olmuyor. İnsanlığın değişmez gerçeklerini dillendirmeyi başarabildikleri için ‘klasik' olarak adlandırılan bu eserler, aynı zamanda okuyucusuna telefonun, televizyonun, bilgisayarın, trafiğin ya da çok katlı apartmanların olmadığı, yaşadığımızdan çok uzak bir dünyayı anlatıyor.
Acaba klasiklere olan ilginin günbegün eksilmesinde değişen hayat koşulları mı rol oynuyor? Yoksa klasiklerin eskimeye başladığını kabul mü etmek gerekiyor?
‘İlgi görmemeleri gayet doğal'
Günümüzde, klasik kabul edilen eserlere kutsiyet atfedildiği bir gerçek. Aslında bu klasik eserlerin çok fazla okunmuyor olmalarından da kaynaklanıyor ve iki durum birbirini besliyor.
Osmangazi Üniversitesi’nden Doçent Doktor Engin Bölükmeşe, bu değişimin kaçınılmaz olduğu görüşünde. "Şimdiki zamanda koşullar çok farklı. İnsanlarda artık klasik tip beğeni algısı yok.
Edebiyat da bundan nasibini alıyor. Ben şahsen bu değişime şaşırmıyorum." diyor. Klasik romanlarda işlenen mesajların ve anlatılan siyasi koşulların bugünkü kitleye hitap edemeyebileceğini söyleyen Bölükmeşe ekliyor:
"Okur kitlesi bugün farklı şeyler bekliyor. Ayrıca globalleşmenin de etkisiyle insanlar içinde bulunduğumuz çağda kaleme alınan şeyleri okumayı tercih ediyorlar."
Bölükmeşe'ye göre hal böyleyken bile klasiklerden tam anlamıyla bir kopuş söz konusu değil. Günümüz yazarları, eserlerini klasiklerin etkisinde kaleme alıyorlar.
Ancak okur bunun farkına bile varmıyor. Bu durum, günümüz yazarlarının kalıcı eserler vermelerini de zorlaştırıyor.
Kaleme alınan eserlerin yarına kalabilmesi, eserde kullandıkları malzemelerin de zamana direnebilmesiyle mümkün oluyor.
Ancak dünya çok hızlı değişiyor ve yazarların da sıkı bir elemeye başvurarak metinde neye yer verip neye vermeyeceklerini iyi belirlemeleri gerekiyor.
Kalıcılığı yakalamak adına popüler öğelere yer vermemeyi tercih eden yazarları ise o günkü okurların bile ilgisini çekememek gibi bir tehlike bekliyor.
‘Klasik eserler bize lüks…’
Türk Dili ve Edebiyatı Profesörü ve Bartın Üniversitesi Rektörü Ramazan Kaplan'a göre ise bu eserlerin 21'inci yüzyıl insanına sıkıcı geliyor olmasının altında yatan neden, klasiklere olan ilginin azalması değil.
Teknolojiyle hemhal olmuş bir gencin, içinde bilgisayarın, telefonun geçmediği bir dünyayla bağlantı kurması pek kolay sayılmasa da Kaplan, değişen koşullara rağmen klasiklerin, günümüz okuruna çekici gelecek pek çok yanı olduğunu söylüyor.
Ancak Kaplan'a göre asıl mesele, klasikleri okuma yetkinliği kazanmak için gereken basit düzeyli birikime ve okuma alışkanlığına bile sahip olunamaması.
Ramazan Kaplan, "Kitapla bağlar kopmuş durumda. Mesele kazanç meselesiyse klasikleri seçmek en kârlı tercih tabii. Ancak popüler eserlerin bile yeterince okunduğunu düşünmüyorum." diyor.
Herkes seviyor, kimse okumuyor
Amerikalı yazar Mark Twain, klasik romanın tanımını ‘Herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumak istemediği eser’ şeklinde yapar.
Twain’in manidar tespiti, günümüzde doğruluğunu daha da artırmış durumda. Dünya edebiyatının baş tacı ettiği ve çocukluğumuzdan beri okumamız salık verilen bu kitapların talihleri, ne yazık ki kendileri kadar güzel değil. Çok kıymetli bulduğumuzdan olacak ki okumadan bir sonraki yüzyıla aktarıyoruz bu eserleri…
http://www.zaman.com.tr/pazar_klasik-romanlar-eskidi-mi_2054794.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder