Yaptıkları hareketlerle aslında ne diyorlar?
21 Nisan 2013
Futbolcu ve teknik adamların gol sevinçlerine veya kızgın tepkilerine
şahit oluruz hep.
Yeşil sahalardan tanıdığımız bu kişilerin gerçek
karakterleri genelde arka planda kalır.
Futbol dünyamızın önde gelen
simalarını beden dili uzmanına yorumlattık. Bakın tahmin etmediğimiz
neler çıktı!
Fakat o ânı yakalamak ve tabir edebilmek kolay değil. Beden dili uzmanı Hüseyin Öztürk'ten aldığımız bilgiler dâhilinde yazacağımız yorumlar futbol adamlarının iç dünyaları ve karakterine ışık tutacak. Beden dili ile yüzde yüz karakter tahmini yapabilmek mümkün değil ancak sahalarda en doğal hallerini yansıtan futbolcu ve teknik direktörler aslında kendilerini anlatıyor.
Drogba: Kuvvetli beliyle kendine güveni tam
Fildişi Sahilli Forvet, Didier Drogba, 35 yaşında olmasına karşın, üst düzey futbolun oynandığı maçlarda takımını sırtlamayı biliyor. Akhisar Belediyespor'a karşı adeta havada asılı kalarak attığı ilk golü ve sevincine odaklanıyoruz.
Uzmanımız, Drogba'nın beline işaret ediyor. "Belini çok sağlam hareket ettirebildiğinden ötürü çok iyi manevra yapabiliyor." diyor Hüseyin Öztürk. Yaşının da getirdiği tecrübe ile kendine güven içinde oynuyor. Ayakları durduğu yerden emin, kelebek gibi uçar, arı gibi gol atarım diyerek adeta sahada dans ediyor.
Ronaldo: Heyecana gerek yok, ben varım
Real Madrid'in yıldız futbolcusu Cristiano Ronaldo da gol attıktan sonra kameralara yaptığı el işareti ve mimikleri ile kendini ele verenlerden. Golü attıktan sonra emin adımlarla kameralar önünden geçen Ronaldo, eliyle bir yandan yere doğru sakin olun işareti yaparken bir yandan da işaret parmağı ile kendini gösteriyor.
Burak Yılmaz: Çok kitap okuması lazım
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yer alan “Burak Yılmaz bilinçaltı” adlı videoyu izlediğimizde ilginç yorumlar alıyoruz uzmanımızdan. Kendini yok yere bırakarak hakemi yanıltmaktan ötürü çokça tenkit edilen golcünün sevinçleri bir taklitten öteye geçemiyor.
Drogba gibi kanat hareketi, Messi gibi iki eliyle gökyüzünü işaret etmesi, Ronaldo gibi dizlerinin üzerinde kayması, Afrikalı futbolcular gibi takla atması kişiliğinin henüz tam oturmadığının bir göstergesi. Video içinde gözüken yapmacık gülüş ise sosyal bütünlüğünün oluşmadığı ve çok kitap okuyarak bu tarafını sağlamlaştırması gerektiğini gösteriyor.
Messi: Odaklandığı işten başkasını yapamaz
Gelmiş geçmiş en iyi futbolcular arasında gösterilen Arjantinli forvetin kişilik yapısı ilginç detaylar barındırıyor. Messi'nin kendine yapılan faullerdeki pozisyonlarını yorumlayan Öztürk, oyun stili ve genel anlamdaki hareketlerini “IQ'su çok yüksek” olarak yorumluyor.
Messi ayrıca, odaklandığı işleri çok iyi yapsa da bundan başka iyi bir iş yapamıyor. Messi'nin kendisine yapılan sert hareketlerden sonra tepki vermemesi ve hakem ile diyaloğa hiç girmemesi ise çocuk yaşlardaki işinden olma korkusundan kaynaklanıyormuş. (Yeteneğinden ötürü daha 12 yaşında Arjantin'den ailesi ile alınıp Barcelona'ya getirildiğini unutmayalım.) Messi’nin bu seviyelere çıkması alışılagelmiş bir yoldan oluşmamış.
Mutlu gol sevinçlerine aşina olduğumuz gol makinesinin, ellerini yukarı kaldırıp Tanrı'ya işaret etmesi ise geçmişte sıkıntılı dönemlerden geçtiğine dair bir işaret. (12 yaşında büyüme hormonu bozukluğu teşhisi konmuş ve sıkıntılı bir iğne tedavisi görmüştü.) Ayrıca onun, futbolculuktan başka bir işten anlamamasına en iyi örnek ise babası Jorge Horacio Messi. Zira Messi'nin kazandığı yüksek meblağı baba Messi idare ediyor.
Sow: Samimi ve Rabbine müteşekkir
Fenerbahçe'nin Senegalli Müslüman forvetin atletik yapısı ve röveşata golleri hafızalara kazındı. Attığı gollerini yere eğilip secde ederek gösteren Musa Sow, mutaassıp bir kişiliğe sahip.
Geçtiğimiz sezon Galatasaray'a karşı röveşata golüyle takımını öne geçirdikten sonra ezeli rakip karşısında çılgınca sevinmek yerine sadece secdeye kapanmıştı. Ardından arkadaşlarına sımsıkı sarılan samimi futbolcuda ekip ruhu var. Beden diliyle ‘Güç kendimden değil Allah'tandır’ diyor.
Yılmaz Vural: daha ne İspat edeyim
Futbol camiamızın en renkli kişiliklerinden Yılmaz Hoca'nın bugüne kadar onlarca takımı Süper Lig'e çıkardığını biliyoruz. Aynı şekilde azledildiğini… Kimi zaman sinirinden kendini yere attı, hatta kendi futbolcusuna şakayla karışık bir tokat da aşk etti.
Sanica Boru Elazığspor'u çalıştıran Yılmaz Vural'ın maçın son saniyelerinde gelen gol akabindeki tepkisini ölçüyoruz. Maçın bitmesine saniyeler kala gelen golle attığı çığlık ve yumruklarını sıkarak kasılmasında bir aşırılık görülüyor.
Heyecandan kıpkırmızı olan yüzü geçmişe dair kızgınlıkları içine gömdüğünü anlatıyor. Adeta "Yeter artık beni fark etmiyor musunuz, daha ne kadar olabilirim. Bu gol benim gizli kıymetimin ispatıdır." diyor.
Fatih Terim: Hataya odaklanıyor
Fatih Terim'in bugüne kadar kazandığı başarılara dair şek ve şüphe yok. Yalnız Fatih Terim bugüne dek jest, mimikler ve konuşma tarzı ile birçok kez istihza unsuru oldu. Fakat çizgi kenarında pozisyon sırasındaki bakışları ve jestleri onun takımın başarısından ziyade futbolcunun hatalarına yoğunlaştığı yönünde yorumlanabilir.
Tavırları, emrinde bulunan futbolcularının üzerinde büyük bir tahakküm kurduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz haftalarda Mersin İdman Yurdu karşısında hakeme gösterdiği tepki ve topu yere vurması pozisyonunu yorumluyoruz: Fatih Terim, pozisyonun hemen ardından çizgiye sinirli adımlarla yaklaştıktan sonra bir jestine yoğunlaşıyor. Omuzlarını dökerek etrafı süzdüğü açıkça görülüyor İmparator'un.
Burada bir boksör edasıyla adeta ringe çıkar gibi yeşil sahanın kenarına yaklaşıyor. Beden dili şunları anlatıyor: ‘Kimseyi tanımam. Her şeyi göze alıyorum. Ben sahada değil ringdeyim. Bir pire için yorgan yakarım.' Zaten bu duruşun hemen akabinde gelen itişmeler ve tribüne gönderilmesi beden dili uzmanını haklı çıkarıyor.
Aykut: Kendini ifade etmekte zorlanıyor
Fenerbahçe'yi UEFA Kupası’nda yarı finale taşıyarak büyük bir başarının altına imza atan Aykut Kocaman, gollerden sonra sergilediği tutuk sevinç gösterisi ve basın toplantısındaki kesik cümleleri ile hatırlanıyor.
Özellikle maçın ardından gazetecilerin sorularını aldıktan sonra başka bir tarafa dönerek cevap vermesi, onun açık iletişimden çekindiğini gösteriyor.
Aykut Kocaman, yanlış bir tabir kullanmaktan ve bunun getireceği yanlış anlaşılma etkisinden dolayı devamlı gergin gözüküyor. Ayrıca kendi takımı içinde disiplini korumaya özen gösteriyor. Basın toplantısındaki soruları tam anlamasa da eleştiri ve kontra sorulara muhatap olmak istemiyor. Rakibe çok fazla odaklanmış, gereğinden fazla büyütüyor.
1-Musa Sow
2-Ronaldo
3-Messi
4-Fatih Terim
5-Burak Yılmaz
6- Yılmaz Vural
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder