25 Mart 2013 / SEDAT GÜLMEZ
Bilgi toplamak kadar onu kullanmak da önemli. Osmanlı Devleti son döneminde bunu yapabildi mi?
Devletlerin gücü veya güçsüzlüğüne
etki eden unsurlar sayılmaya kalkılsa şüphesiz, istihbarat birinci
sırada yer alır. Üstelik bu durum sadece günümüz dünyasıyla da sınırlı
değil.
Tarihin hangi döneminde olursa olsun, büyük devlet sıfatını haiz bütün sistemler geniş ve yaygın istihbarat ağıyla da dikkat çekmiştir.
Dünya tarihine tek hanedanla 620 yıl idarede kalma becerisiyle adını yazdıran Osmanlı Devleti de belirtilen hususların dışında değildir.
Yine Devlet-i Âliye için zikredilen faaliyetler daha kuruluş yıllarından itibaren başvurulan bir taktiktir. Tabii zaman ve şartlar bu yararlanma şeklini muhakkak ki değiştirdi.
Bazen saltanat mücadeleleri çevresinde ya da diplomasi alanında fakat bunların ötesinde bilhassa askerî hareketlilik dönemlerinde devlet üzerine oturduğu kaidenin yıkılmaması adına istihbarat yöntemlerine başvurdu.
Yönetim, yalnızca hudut dâhilinde değil, bilinen dünyanın diğer bölgelerinde de gelişen askerî ve siyasî vakalardan bir şekilde haberdar olmaya gayret gösterdi.
Ahmet Yüksel’in kaleme aldığı, “II. Mahmud Devrinde Osmanlı İstihbaratı” isimli çalışma değinilen faaliyetlerin bir bölümüne odaklanıyor.
Yazar kitabı beş ana başlıkta toplamış; “İstihbaratın Tanım ve Tarihçesi”, “II. Mahmud Devrinde İstihbarat Toplam Kanal ve Stratejileri”, “Askerî İstihbarat” “Diplomasi ve İstihbarat” nihayet “İç İstihbarat” Yüksel’in belirttiğine göre Sultan Mahmud devrinde istihbaratın ana gücü casuslar kadrolu bir imparatorluk memuru statüsüne sahip olmaya başlıyor.
Yine karşı istihbarat faaliyetlerini engellemenin en az istihbarat çalışmaları kadar önemli olduğu gerçeği ile hareket ediliyor ve buna göre tedbirler alınıyor.
Tabii Devlet-i Âliye’nin istihbarat faaliyetlerinin başarılı olduğu noktalar kadar başarısız olduğu alanlar da vardı.
İşte Ahmet Yüksel bu problemleri aşmak için neler yapıldığından tutun da eksiklerin giderilme çalışmalarına kadar geniş bir sahada okuyucuya doyurucu bilgiler veriyor.
II. MAHMUD DEVRİNDE OSMANLI İSTİHBARATI
Ahmet Yüksel
Kitap Yayınevi
568 sayfa
02122946555
Tarihin hangi döneminde olursa olsun, büyük devlet sıfatını haiz bütün sistemler geniş ve yaygın istihbarat ağıyla da dikkat çekmiştir.
Dünya tarihine tek hanedanla 620 yıl idarede kalma becerisiyle adını yazdıran Osmanlı Devleti de belirtilen hususların dışında değildir.
Yine Devlet-i Âliye için zikredilen faaliyetler daha kuruluş yıllarından itibaren başvurulan bir taktiktir. Tabii zaman ve şartlar bu yararlanma şeklini muhakkak ki değiştirdi.
Bazen saltanat mücadeleleri çevresinde ya da diplomasi alanında fakat bunların ötesinde bilhassa askerî hareketlilik dönemlerinde devlet üzerine oturduğu kaidenin yıkılmaması adına istihbarat yöntemlerine başvurdu.
Yönetim, yalnızca hudut dâhilinde değil, bilinen dünyanın diğer bölgelerinde de gelişen askerî ve siyasî vakalardan bir şekilde haberdar olmaya gayret gösterdi.
Ahmet Yüksel’in kaleme aldığı, “II. Mahmud Devrinde Osmanlı İstihbaratı” isimli çalışma değinilen faaliyetlerin bir bölümüne odaklanıyor.
Yazar kitabı beş ana başlıkta toplamış; “İstihbaratın Tanım ve Tarihçesi”, “II. Mahmud Devrinde İstihbarat Toplam Kanal ve Stratejileri”, “Askerî İstihbarat” “Diplomasi ve İstihbarat” nihayet “İç İstihbarat” Yüksel’in belirttiğine göre Sultan Mahmud devrinde istihbaratın ana gücü casuslar kadrolu bir imparatorluk memuru statüsüne sahip olmaya başlıyor.
Yine karşı istihbarat faaliyetlerini engellemenin en az istihbarat çalışmaları kadar önemli olduğu gerçeği ile hareket ediliyor ve buna göre tedbirler alınıyor.
Tabii Devlet-i Âliye’nin istihbarat faaliyetlerinin başarılı olduğu noktalar kadar başarısız olduğu alanlar da vardı.
İşte Ahmet Yüksel bu problemleri aşmak için neler yapıldığından tutun da eksiklerin giderilme çalışmalarına kadar geniş bir sahada okuyucuya doyurucu bilgiler veriyor.
II. MAHMUD DEVRİNDE OSMANLI İSTİHBARATI
Ahmet Yüksel
Kitap Yayınevi
568 sayfa
02122946555
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder