Şeniz ANBARLI
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi,
Biga İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü
Özet
Demokratik hukuk düzeni, adaletsizlikler
karşısında bireye kendini savunma ve koruma hakkını tanımıştır. Haksızlığa
uğrayan birey, adaletsizliğin giderilmesi için yasal yolları denedikten sonra sorun
çözümlenmemişse, pasif direnme olarak tanımlanan sivil itaatsizlik türü eylemlere
başvurmakta, böylelikle yönetim ve kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmaktadır.
Bir direnme
hakkı olan sivil itaatsizliğin en belirgin kriterleri; yasaya aykırılık, şiddetsizlik, kamuya
açıklık ve çiğnenen pozitif hukuk normundan doğacak yaptırıma katlanmadır.
Çalışmada, sivil itaatsizlik yaklaşımının öncülerinden sayılan Henry David Thoreau, Gandhi ve
Martin Luther King’in fikirlerine yer verilmiştir.
Düşünürlerin ortak noktaları,
eylemlerin temelinde şiddetsizlik olmasıdır. Cezai yaptırımı baştan göze alan sivil itaatsiz,
şiddete asla başvurmamaktadır. Türkiye’de bu konuda verilebilecek en iyi örnek olduğu
için, Bergama eylemleri sivil itaatsizlik kriterleri açısından incelenmiştir. İyi niyet ve
uzlaşma temelinde şekillenen sivil itaatsizlik, bu nitelikleriyle farklı bir politik
felsefi akım olarak yorumlanabilir.
Anahtar Kelimeler: Sivil itaatsizlik,
pasif direnme.
Abstrac
Civil Disobedience As
Passive Resistance Model
Democratic law order lets individuals
defend and protect themselves against injustice. Individuals who are
unfairly treated resort to actions such as civil disobedience defined as passive resistance in order
to remove injustice if problems are not solved after they try legal ways. So they try to
attract the attention of administration and public opinion.
The most prominent criteria of civil
disobedience given to individuals as a right are opposition to low, lack of violance,
opennes to the public and acceptance of sanctions resulted from positive law norms
disobeyed.
The opinions suggested by Henry David Thoreau, Gandhi and Martin Luther King
who are supposed to be in the vanguard of civil disobedience approach have been
proposed in the article. These thinkers’ agreement stems
from lack of violance in the source of
actions.
Disobedient civilians that envisage penal sanctions at the beginning never
resort to violance. As the actions happened in Bergama are regarded as the best example about
this subject in Turkey, they have been researched in connection with civil disobedience
criteria.
Civil disobedience with these characteristics shaped by means of good intention and
reconciliation may be interpreted as a different
politic philosophy movement.
Keywords: Passive resistance,
civil disobedience
1.Giriş
Kanunlara karşı koyma, şiddet kullanmadan gösteriler
yapma, yürüyüş ve protesto özgürlükleri ve sivil itaatsizlik kavramlarını
günlük dilde daha çok telaffuz etmeye başladığımız gibi, sosyal hukuki ve politik
meselelerde de aynı oranda kullandığımız görülüyor.
Söz konusu eylemlerin tamamında
hükümet politikalarına karşı olarak, insanların mevcut soruna ilgisini çekmek ve
hukuki bir sonuç yaratılması amacı güdülmektedir.
Bazı kimseler sivil
itaatsizlik konusunda, yüksek yetkililer tarafından geçerli kılınan yasaların kasıtlı
olarak ihlali anlamını taşıdığı türünden önyargılara sahiptirler.
Böyle bir anlayış,
gerek yasanın gerekse sivil itaatsiz eylemcilerinin amaçların kapsamamaktadır.(Freeman,1999:109)
Sivil itaatsizlik edimi, yasayı bozmak yerine yasaya ya
da kurala uyulması için yasayı bozan,anlaşmaya aykırı emri yadsıyan, oldukça
medeni bir karşı koyma tarzıdır (Ökçesiz,1994:12)
Günümüzde en kalabalık
caddelerde yapılan oturma eylemleri ve benzer gösteriler, dünyanın her yerinde
yaygın bir politik mücadele yöntemi olarak sivil yönetimi protesto etmede
kullanılmaktadır.
2.Sivil İtaatsizlik
2.1.Tanım
En basit anlamıyla itaat, varlığını buyruk ve emirden
alan bir kabulleniş tarzıdır. Buyruk kaçınılmaz olarak itaat istemektedir ve
bu istek zorlayıcı bir istek olduğu için zorlayıcılığını güçten ve bu gücü kullanandan
almaktadır.
Eski çağlarda bu bir tiran iken günümüzün buyruk sahibi, çoğunluk
haline gelmiştir. Rousseau,
Toplum Sözleşmesi’nde kuvvetli olanın kuvvetini hak,
itaati de görev haline getirmedikçe, hiçbir zaman egemen kalacak kadar kuvvetli
olamayacağını belirtiyor.
Rousseau, ceza görmeyen itaatsizliğin meşru
hale dönüşeceği noktasında bir uyarı da yapmaktadır.(Rousseau,1997:6)
Ökçesiz sivil itaatsizliği şöyle tanımlar. “Sivil
itaatsizlik her şeyi: hukuk ve devlet düzenini, toplum gerçekliğini sorgulayan direnme
hakkının bir bakıma bu süreç içerisindeki Hukuk Devleti idealini de yaratarak,
bu yerin hukuk ve devlet düzeni tipinde büründüğü çağdaş bir
biçimdir”.(Ökçesiz,1994:12)
Drier, sivil itaatsizliğin bir itaatsizlik edimi, kamuoyuna açık,
şiddetsizlik, siyasi ahlaki bir motivasyona dayalı olduğunu saptamaktadır.Buna göre de
sivil itaatsizlik daima gösterisel bir düşünce açıklamasıdır
denilebilir.(Ökçesiz,1994:12)
Bu tür düşünce açıklamaları hukuk devletlerinde görülmekte olup, hukuk
devleti idealinin
gerçekleştirilmesinde kamuya açık ve yasaya aykırı olarak
düzenlenen, bu sırada üçüncü kişilerin daha üstün bir hakkını çiğnemeyen
barışçı protesto eylemleridir.
Tanımlardan anlaşılacağı üzere, kavram; yasanın özüne
uymak suretiyle yasaya itaat etmeme biçiminde dışa vurulan bir karşıtlığı
içermektedir.
2.2.-Sivil İtaatsizlik ve Direnme
Hakkı
Direnme hakkı, sivil itaatsizliği tanımlama ve algılamada
anahtar rol oynayabilecek bir kavram ve eylem tarzıdır.Freeman’a göre
direniş, başkasının eylem ya da iradesi karşısındaki psikolojik, fiziki her
türdeki muhalefeti kapsayarak, zorlamaya karşılık geliştirilen bir savunma
hareketidir.(Freeman,1999:109)
Doktrin, bireylere baskı ve
zulüm karşısında özgürlüklerini korumak için son çare olarak direnme
hakkını tanımaktadır.Bu hak, pozitif hukuka da geçmiştir.
Zulme karşı direnme hakkının resmi olarak ilk kez kabul
edilmesi ve açıklanması, 4 Temmuz 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık
Bildirisi ile mümkün olmuştur.Direnme hakkı en geniş ifadesini ise Fransız
İhtilali metinlerinde bulmaktadır.Günümüzde baskıya karşı direnme kendini
başlıca iki biçimde gösteriyor:
Pasif direnme ve aktif direnme.Zora ve
şiddete başvurmaksızın baskıya karşı koyma yolu pasif direnmedir. Pasif direnme
konusunda, bu kavramın öncüleri sayılan, Henry David Thoreau, Gandhi ve Martin Luther
King, şiddeti asla onaylamamış, saldırısız direnmeden yana olmuşlardır.Aktif
direnme ise ifadesini kuvvet ve gerekirse şiddetten almakta, isyan ya da
ihtilal hareketi olarak adlandırılmaktadır.(Kapani,1989:314)
Sivil itaatsizliğin en temel anlamının şiddetsizlik
olması onu aktif direnmeden uzaklaştırmakta, eylem tarzları bakımından
pasif direnmeye yaklaştırılmaktadır.
Sivil itaatsizlik bir hak mıdır? sorusuna Ökçesiz, “Küçük
direnme hakkı olarak” sivil itaatsizliğin de bir hak olacağı cevabını
verir.Ökçesiz’e göre sivil itaatsizlik “Hukuk devleti idealini doğuran ve
temellendiren aydınlatmacı doğal hukuk anlayışının sonucudur”.(Ökçesiz,1997:159)
3.Başlica Sivil İtaatsizlik ve
Görüşler
Sivil itaatsizlik terimini literatüre kazandıran Henry
David Thoreau dur.Aynı zamanda bir naturist olan Thoreau’nun Sivil İtaatsizlik
kitabı yankısını Gandhi’de, Martin Luther King’de ve onları izleyen binlerce adalet
yanlısında bulmuştur.
3.1-Henry David Thoreau
Bugüne kadar kaleme alınmış en ciddi direnme doktrininin
sahibi olrak karşımıza Thoreau çıkmaktadır. Görüşleri ile milyonları
etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren
topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır.
Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari
geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir.Sivil itaatsizlik
doktrininin oluşumunda Meksika Harbi önemlidir. Ona göre Meksika ile yapılan
savaşın amacı, zenci köleliğini yeni bir bölgeye yaymaktı ve O, kendince böyle
adaletsizlikler yapan bir hükümeti mali bakımdan desteklemeye mecbur değildi.Bu
nedenle kelle vergisini ödemeyi reddetmiş ve hapse girmiştir.(Downs,1998:93-96)
Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına “En iyi yönetim en az
yönetendir” diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha
sistemli işlediğini görmek olduğunu belirtmiştir.
Aslında en iyi yönetimin hiç
yönetmeyen olduğunu
düşünmektedir. O’nu böyle düşünmeye iten neden, yönetimin
insanların taleplerine
cevap verememesi ve gücünü kötüye kullanmasıdır. Thoreau,
yönetimin zorbalığı
ve yetersizliği yüzünden yaşam çekilmez bir duruma
geldiğinde insanların direnme
hakkının bulunduğundan söz
etmektedir.(Thoreau,1999:41-46)
Çoğunluğun yönettiği hükümetin her durumda doğruluk
üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, İyi ve kötü üzerinde
çoğunluğun değil yalnız vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı? diye
sorar.Görüldüğü gibi düşünür, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan
hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini dünyayı algılamak için esas
almaktadır.(Ökçesiz,1994:30)
Thoreau, kanunlara karşı açık ve maksatlı bir itaatsizlik
noktasına da varsa, vatandaşın görevinin haksızlıklara karşı koymak olduğunu
belirtmektedir.
3.2-Gandhi ve Satyagraha
Thoreau’nun sivil itaatsizlik yaklaşımının yeniden fark
edilmesini sağlayan, 1900 larda Oxford’da hukuk okuyan Mohandas K. Gandhi dir.
Daha sonra Güney Afrika’daki Hintlileri bir araya getirmek için İndian
Opinian (Hintlinin Kanısı) adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
Gazetede kötü yönetimlere
karşı koyma gerekliliği üzerine bir yazı yazan Gandhi, yasalara karşı doğrudan
harekete geçmiş, kitle tutuklamalarına yol açması için yasaları bilerek
çiğnemiştir.
Hareket günden güne ivme kazanmış ve sonuç olarak yönetim, yasaları gözden
geçirmekle binlerce kişiyi hapishanelere doldurmak arasında kalmıştır.Gandhi’nin
kullandığı yöntemler
sadece haksızlık içeren yasalara karşı değil, dini
emirlere ve kast sistemine karşı da etkili olmuştur.(Thoreau,1999:33)
Gandhi’ye göre sivil itaatsizlik, şiddete başvurmadan
direnme, gerçeğe ve adalete derin bağlılık ifade ediyordu. Sivil itaatsizlik
Onun elinde pasif direnmenin kutsal kitabı haline gelmiştir.(Downs,1998:103)
Gandhi
sivil itaatsizliğin karşılığını Satyagraha’da bulmuştur.
Satyagraha:
Satyagraha, hakikate tutunma, hakikat gücü , ayrıca ruh
gücü ve sevgiden doğan kuvvet anlamına gelmektedir.Satyagraha, Güney
Afrika’da bulunan Hintlilerin şiddet kullanmaksızın yaptıkları direnişi,
kadınların oy hakkını savunanlardan ve pasif direnişten ayırmak için bulunan
bir terimdir.
Gandhi yasanın belirli davranış biçimlerine karşı gelirken, yasanın
öngördüğü cezaya da uymuştur.
Çünkü Satyagrahi, yasalara aklını kullanarak iradeyle
boyun eğer. Ancak yasalara bu biçimde uyduktan sonra insan, kuralların adaletli ya
da adaletsiz olduğuna karar verebilir. Eğer adaletsizliği görüyorsa yasalara karşı
boyun eğmezliğe başvurabilir.(Ökçesiz,1994:41)
3.3-Martin Luther King
Martin Luther King’i sivil itaatsizlerin öncülerinden
saymamızın nedeni,kişiliği ve zenci hakları konusundaki fikir ve
eylemleri ile sivil itaatsizlik yaklaşımına katkı sağlamış oluşundandır.
Eğer adaletsizlik yöneticiler için pek önem taşımıyorsa,
kural ve kanunlara karşı itaatsizlikte ısrar etmek, adaletsizliğe uymaktan
daha önemlidir.Adaletsizliğin daha önemli kılındığı Birmingham’da King, siyahlara karşı
yapılan sistematik ayrımcılığa meydan okumuştur.(Storey,1999:22)
Martin
Luther King, 16 Nisan 1963’de Birmingham Hapishanesi’nden bir rahip dostuna
yazdığı mektupta, adaletsizlikleri yok etmek için gerçekleştirilecek olan
ve şiddetsizlik içeren
kampanyasında dört temel adımdan söz etmektedir.*
Adaletsizlikleri devam ettirmek değil keyfiyetleri sona
erdirmek
Müzakere yapmak, tartışmak
Kendini eğitmek
Doğrudan hareket
4.Sivil İtaatsizlik Eylemlerinin Temel
Nitelikleri
İktidarla ilgili tartışmalarda sorulan temel soru,
hayatınız hakkındaki kararlarda sizin mi yoksa başkalarının mı söz sahibi
olduğuna ilişkindir. Sivil bir toplumda yaşamınız hakkındaki seçimleri siz yapabilirken
siyasi bir toplumda başkaları sahip oldukları güçle sizi itaate zorlayarak
kararları uygulatırlar.(Conry,1997:1997)
Bu noktada bireylerin
haklarına saygı gösterilmesine yönelik etkinlikler, yasanın ya da kuralın
ihlali karşısındaki duyarlılık derecesi, hakları sahiplenme bilinci,
özgürlükler hukukunun güvenceleri yönünden önem taşımaktadır.Kaboğlu’na göre, duyarlılıktan
direnmeye giden
yolda bireylik bilincinin altı çizilmelidir.
Çünkü birey
olma bilincinin zayıflığı, toplum üyelerini otoriter eğilimlere götürebilir.Oysa
toplumsal örgütlenme derecesi yoğun olduğu sürece, hak ve özgürlüklerinin gelişmesi
için uygun ortam da hazırlanmış olacaktır.(Kaboğlu,1998:140)
Sivil İtaatsizlik eylemlerinin temel öğelerini şu şekilde
sıralayabiliriz:
Yasaya Aykırılık: Sivil itaatsizlik edimlerinde yasa
ya da hukuk normuna aykırılık dile getirilmektedir.Daima illegal olan sivil
itaatsizlik, kendi özgünlüğünü yaratan koşullarda gerçekleşir.Bu tür protesto eylemleri
tekil hukuk normlarının bilinçli ihlalini içerir.(Ökçesiz, 1994:114)
Sivil
itaatsizlik, müeyyidesinden korkmaksızın kanunlara direnme isteğini varsayar.
Şiddetsizlik: Gandhi’nin Satyagrahası,
şiddetsizlik üzerine kurulmuştur.Martin Luther King de şiddetsizliği düşünce
ve eyleminin merkezine oturtmuştur. King’e göre sivil itaatsizlik şiddete ve
kaba güce başvurmamalıdır. * Martin Luther King’in mektubunun orjinali
için bkz Civil Disobedience:Theori and Practice. Newyork: Pegasus,1969.
Çünkü şiddet eylemleri sivil itaatsizlikle
bağdaşmaz.Gerçek bir sivil itaatsizlik vicdani ve derin bir inancı gösterir, bu yüzden de tehdit
edici değil, uyarıcıdır.
Kamuya Açıklık: Sivil İtaatsizlik bir çağrı işlevi
üstlendiği için, iletmek istediği mesajı etkili araçlarla muhatabına ulaştırmayı
amaçlamaktadır.Sivil itaatsiz, yalnızca mağdurun değil herkesin böyle bir
olaya karşı tepki göstermesi gerekliliğinden hareket eder.Eylemler gizli olarak değil,
her zaman kamunun bilgisine sunulmak üzere gerçekleştirilir.
Çiğnenen Pozitif Hukuk Normundan
Doğacak Yaptırıma Katlanma:
Sivil itaatsizin yapılan eylem sonucunda doğacak yaptırıma katlanmasının
amacı muhataplardan beklenen ilgiyi ve desteği sağlamaktır.
Gandhi, bu tutumu eylemlerini daha dramatize etmek, sempati ile beslemek
için kullanmıştır.(Ökçesiz,1994:125)
5.Sivil İtaatsizliğin Meşruluğu Sorunu
Sivil toplum, toplumların demokratikleşmesinde ve insan
hakları kurbanlarına yardımda bulunmada bugün önemli bir işlevi
üstlenmektedir.
Bu noktada mağdurlar için gerekli desteği sağlamaktadır.NGO
(Non-Governmental Organizations) adı verilen kuruluşlar, demokratikleşme
için birlikte hareket etmenin önemini vurgulamaktadır.(Crocker,1998:504)
Ancak sivil toplum örgütlerinin bu tür faaliyetlerini
profesyonel anlamda kurumsallaşmadan uzak görünen sivil itaatsizlik uygulamalarıyla
karıştırmamak gerekir.
Çünkü sivil itaatsizler, eylem planlarına
rağmen, daha çok bir hareket tarzında örgütlenmişlerdir.Sivil itaatsizlik edimi,
demokratik ve hukuksal çözümler işletildikten sonra başka çare kalmayan durumlarda söz
konusu olabilmekte, bu tür eylemlere başvurma son çare olarak kabul
edilmektedir.
Adil bir yaşam beklentisi içindeki gruplar, demokratik hukuk kurallarının
uygulanmasını sağlamak amacıyla eylemlere başvurduklarında, taleplerinin karşılanması
için mevcut yasa kuralı ya da kurallarına bilerek aykırı davranarak, siyasi karara
karşı çıkışlarını anlatmaktadırlar.
Bu noktada yasa kuralının çiğnenmesinden
doğan yaptırıma razı olma biçiminde şekillenen, edimin içtenliğine duyulan
inançtır.
Yasaya aykırılık içeren bu tür eylemlerde meşruluk önemli bir sorundur.
Sivil itaatsizlik, demokratik hukuk devleti idealinde bulunan ortak yarar ve değerlerin
gerçekleştirilmesine
yöneldiğinden, kendi içinde meşruluk sorununu da çözmüş
olmaktadır.
Sivil itaatsiz, yapılan eylemleri belirtilen değerlere ulaşmada
araç olarak tanımlar. Liberal devlet, bireyin temel hak ve özgürlüklerinin
çiğnenmesini önlemek amacıyla, bireyin siyasi mekanizma içinde yer almasını
sağlamış, bunun sonucunda da her yurttaş siyasi hayata yön verme olanağına kavuşmuştur.
Maddi
ve manevi baskılara karşı korunan birey, bu korunmayı düşünce,
basın, inanç, toplantı dernek kurma özgürlükleriyle gerçekleştirmektedir.Siyasi
otoritenin özgürlükleri çiğnemesine engel olmak için bireyin yönetime katılması,
çağdaş demokrasilerin ön koşulu durumundadır.(Göze,1995:19)
6.Türkiye’de Bir Sivil İtaatsizlik
Örneği: Bergama Eylemleri
Bergama’da Eurogold tarafından siyanürle altın aranması
karşısında yapılan eylemlerin, kamuoyu üzerinde büyük etki yarattığı,
halkın, yerli ve yabancı basının olayları dikkatle izlediği gözlenmiştir.
Sivil toplum,
insan topluluklarının hiçbir güç tarafından zorlanmaksızın içinde rahatlıkla hareket
edebilecekleri alanın adı olmasına rağmen, Türkiye’de durumun genellikle siyasi
iktidar lehine sonuçlandığı bilinmektedir.
Siyanürlü altına karşı on iki yıldır
verilen mücadelede halkın, Türk demokrasi ve sivil toplum tarihinde eşine rastlanmayan
bir hareket gerçekleştirerek çevre bilinci ve hak arama konularındaki duyarlılıklarını
kanıtladıkları görülmektedir*
Ülkemizdeki çevre eylemlerine baktığımızda, eylemlerin
siyasi iktidarın mevcut hukuk norm ve mahkeme kararlarına uymaması
sonucunda gerçekleştiği görülmektedir.
İzmir İdare Mahkemesinin verdiği karara
rağmen madenin belirtilen yöntemle altın aramaya devam etmesi,siyasi iktidarın
hukuk kurallarını uygulatmadığı sonucunun doğmasına neden olmuştur.
Hukuksal
tüm yolları deneyen Bergamalılar, “Bergama Yurttaş Girişimi”, adı
verilen oluşum
çerçevesinde ,sivil itaatsizlik olarak yorumlanabilecek
eylemler düzenlemişlerdir.Bu eylemlerden bazıları şunlardır:
6.1-Referandum (21 Ocak 1997)
Ovacık’ta Eurogold isimli firmanın siyanürlü yöntemle
altın üretmek istemesiyle başlayan ve yedi yıldır süregelen
tartışmaların, 12 Ocak 1997’de sekiz köyde yapılan referandumla (katılanların tümünün
“siyanüre hayır” oyuyla) farklı bir boyut kazandığı görülmektedir.Dönemin belediye
başkanı Sefa Taşkın, sonuçların bölge halkının madeni istemediğini ortaya çıkardığını,
devlet
yetkililerinin bunu değerlendirmeleri gerektiğini
belirtmiştir. (Sabah,14.01.1997)
Referanduma katılımın % 85 gibi büyük bir çoğunluk olduğu
düşünülürse, bölge halkının madeni istemediği sadece bu katılım
oranına bakılarak değerlendirilebilir. Köylülerin hiçbir dayatma olmaksızın
bu tür bir eylemi düzenlemiş olması, mücadelenin demokratik niteliğinin de
göstergesidir.
6.2-Köylülerin Maden Sahasına Girmesi
(22 Nisan 1997)
Eurogold’un valilik kararına rağmen faaliyetini
sürdürmesi karşısında, Bergamalı köylüler 22 Nisan1997’de madene
girmişlerdir.
Maden sahasına girme *Bu konuda daha fazla bilgi için bkz,
ANBARLI, Şeniz “Sivil Toplum Örgütlerinin Siyasi İktidara Etkileri (Bergama Örneği)”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ç.O.M.Ü. eyleminde elebaşılık yaptıkları iddiasıyla 19 kişi
gözaltına alınmış, Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadeleri alındıktan sonra
serbest bırakılmışlardır.
(Yeni Asır,25.04.1997) Görüldüğü gibi bu eylemde, eylemi
gerçekleştirenler, cezai sorumluluğu göze alarak bir tür sivil itaatsizlik örneği
sergilemişlerdir.
6.3-Nüfus Sayımına Katılmama Eylemi
(30 Kasım 1997)
Bergama’ya bağlı Çamköy, Narlıca, Pınarköy, Aşağı
Kırıklar, Tepeköy ve Yalnızev köylerinde yaşayanlar, siyanürlü madeni
kapatmayan yetkilileri protesto etmek amacıyla 30 Kasım 1997’de yapılan nüfus sayımında
sayım memurlarına kapılarını açmamışlardır.
İzmir Valisi Erol Çakır, yasa
gereği adalet mekanizmasının işletileceğini söylerken sadece iki köyde
bazı vatandaşlarına kapılarını açmadığını kaydetmiştir.
Köylüler bu eylemi, kendilerini yok sayıp istemlerine
cevap vermeyen yetkililere tepki göstermek amacıyla düzenlediklerini
ancak yetkililer görevini yapıp madeni kapatırsa vatandaşlık görevlerini yerine
getireceklerini söylemişlerdir.
7.Balıca Siviz İtaatsizlik Yöntemleri
Aşağıda belirtilen sivil itaatsizlik eylem türleri,
demokratik hukuk devletlerinde gerçekleştirilen hareketlerdir.Hemen
hepsinin ortak niteliği, şiddetsizlik içermesi ve barışçıl protesto gösterileri
olmalarıdır.*
Oturma
İnsandan Halı
İşgal
Genel greve çağrı
İmza toplama
Yayınla kendini ihbar
Şantiye alanlarına kulübeler ve çadırlar kurma
Hastalıklı balıkları sorumlu firma binalarına bırakma
Ölü biçiminde yere uzanma
Füze Üstlerine girme girişimi
Barış kampları kurma
İmdat frenini çekme
Ölüm bölgesini yaşam bölgesine dönüştürme
100 metre yüksekliğe balon asma
Sivil savunma tatbikatında sığınaklara girmeme
Ağaçların kesilmesini engelleme
Otobüslerde ırklara göre oturma düzenine uymama
* Bu konuda daha fazla bilgi için bkz ÖKÇESİZ,
Hayrettin, Sivil İtaatsizlik, AfaYay.,
İstanbul-1994, s.49.
Atom bombası deneme bölgesine girme teşebbüsü
Yasaklanmış sempati gösterileri
Bomba deneme bölgesine kilise yapımı
Pentagon’un gizli belgelerinin yayımı
Silah fabrikasına girme ve bazı füze parçalarını
uzaklaştırma
Füzelerin tahrip başlıklarını sökme
Tehlikeli yerlere trafik işaretleri koyma, yaya geçidi
işareti çizme
Ağaçlara sarılma
Sınır geçme
Atom enerji santralinin çitini sökme
Kira boykotu
Gizli atom silahlarının planlarını açıklama
Çocuklarla el ele vererek yolu kesme
Kuralları aşırı bir titizlikle uygulamak (böylelikle
hizmeti yavaşlatmak ya da bir haksızlığı ortaya çıkarmak)
Hukuki olanaklardan kitleler halinde yararlanmak
(Ülkemizde sıkça görülen toplu olarak viziteye çıkma)
Sonuç
Sivil toplum demokrasi çerçevesinde görülen odur ki,
sivil toplumun en önemli işlevi, devleti metafiziksel bir kurum olmaktan
çıkarmasıdır.
Günümüz toplumu, “bütün iktidarlar Tanrı’dan gelir” temelinden
sıyrılırken, temele halkın ve
tek tek bireylerin siyasi güce duyduğu meşruiyet
yerleşmiştir.İtaati dinsel motiflerle destekleyen inanışlar, baskıya karşı
direnmenin yolunu yüzyıllarca kapalı tutmuştur.
Bugün, İsa’nın “Bir yanağınıza tokat
atıldığında diğer yanağınızı da uzatın” türünden yaklaşımlar terk edilerek, bireyin
özgürlüğünü kısıtlayıcı her çeşit baskıya karşı kendini savunma hakkının yolu
açılmıştır.
Birey ya da gruplar, haksızlığa uğradıklarını
düşündükleri konularda tepkilerini, şiddete başvurmaksızın ancak kanunun suç
saydığı bir edimi gerçekleştirerek üstelik eylem sonrasında öngörülen
cezayı da hesaba katarak, sivil itaatsizlik adını verdiğimiz direnme biçimiyle
göstermektedirler.
Özellikle küreselleşme karşıtı gruplar, üretim ve kullanım
sırasında doğanın zarara uğrama
olasılığını yok etmek ya da en aza indirmek için sivil
itaatsiz eylemleri düzenliyorlar.
Bu gruplar dünyanın her yerinde
gerçekleştirdikleri ilginç eylemlerle, ilgililerin ve kamuoyunun dikkatini çekmeye
çalışıyorlar.
Ülkemizdeki çevre hareketlerine baktığımızda ise
Türkiye’de çevre sorunlarının ya da konularının “hareket” tanımına
girebilecek tepki, oluşum ve eylemlere dönüşümünün pek mümkün olmadığı söylenebilir.
Örgütlenmenin zayıf olduğu toplumlarda, örgütlü hareket etme bilinci arttıkça
ülke çapında işbirliği yapmanın yolları da bulunmaya başlanmıştır.
Bu bağlamda
verilebilecek en iyi örnek, Bergama eylemleridir.Eylemlere hakim olan şiddetsizlik,
siyasi ahlaki motivasyon benimsenen ilkelerin başında
gelmiştir.Eylemlerde bilinçli ve sınırlı norm ihlalinin olması sivil itaatsizlik yaklaşımı için
yeterlidir.
Bir tür direnme hakkı olarak tanımlanan sivil
itaatsizlik, özgürlüklerin korunması yolunda etkili yöntemler sunmaktadır. Sivil
itaatsizler müeyyidelerle karşılaşsalar da, anayasalarda üstü kapalı ifadelerle de
olsa, özgürlüğü kısıtlayanlara karşı direnme hakkına olanak verecek izler
bulunmaktadır. İyi niyet, şiddetsizlik ve uzlaşma temelinde şekillenen sivil
itaatsizlik, bu nitelikleriyle farklı bir politik felsefi akım olarak yorumlanabilir.
Kaynakça
Anbarlı, Şeniz (1999) “Sivil Toplum
Örgütlerinin Siyasi İktidara Etkileri (Bergama Örneği)” Ç.O.M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,Çanakkale.
Crocker, David (1998), “National
Crimes And İnternational Civil Society”,Constellations, Vol 5,No 4, U.S.A.
Conry, Barbara (1998), “Who Should
Make Decisions About Your Life”,The Futurist, May-June.
Downs,Robert(1998),(Çev.Erol Güngör),DünyayıDeğiştiren
Kitaplar,4.Baskı, Ötüken Yayınları,İstanbul.
Freeman, Harrop (1999), (Çev.Hakan
Arslan),Sivil İtaatsizlik ve Pasif Direniş içinde,2. Baskı, Vadi Yayınları,Ankara.
Göze, Ayferi (1995),Liberal
Marxiste Faşist ve Sosyal Devlet,3.Baskı, Beta Yayınları, İstanbul.
Kaboğlu,Ö.İbrahim (1998), Özgürlükler
Hukuku, 4.Baskı, Afa Yayınları, İstanbul.
Kapani, Münci (1989),Kamu
Hürriyetleri,7.Baskı, Yetkin Yayınları,Ankara.
Ökçesiz,Hayrettin (1994), Sivil
İtaatsizlik,2. Baskı, Afa Yayınları, İstanbul.
Ökçesiz, Hayrettin (1997), “Sivil
İtaatsizlik Hakkı”,Yeni Türkiye Dergisi, Kasım-Aralık.
Rousseau,J.J (1997),(Çev. Vedet
Günyol),Toplum Anlaşması,M.E.B.Yayınları, Ankara.
Storey, Mark(1999),”Naturism and Civil
Disobedience”,Natus Life İnternational, No.15,Spring.
Sabah,14 Ocak 1997.
Sabah,1 Aralık 1997.
Thoreau, Henry David (1999),(Çev.Hakan
Arslan),Sivil İtaatsizlik ve Pasif Direniş, 2.Baskı, Vadi Yayınları, Ankara.
Yeni Asır, 25 Nisan, 1997.
Sivil itaatsizlik HerkeseYekYasal duzenbazligi koruyup, kurtarmak icin bire-birdir. Yeterki insanlar onlara Allah vergisi Yasama Haklari oldugunu hatirlamasinlar, bu onlara unutturulsun, Cikipta :Senin yasan sana, benim yasam bana!" demesinler/diyemesinler yoksa zulum duzenbazligi HerkeseYekYasal saltanat elden gider. Iste Sivil Itaatsizlik de boyle zuurt tesellisi, sozum ona bir demokratik(?!) feed-back. Uzerine tatli-tatli kalem oynat dur, sonucta Nalinci Keseri gibi HerkeseYekYasalciliga yontacaksin nasilsa ;-)
YanıtlaSil