The Magna Carta veya "Büyük Sözleşme" |
Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar.
Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumluluk da bulunmaktadır.
“ | Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. | ” |
|
Tarihçesi
İnsan haklarının tarihi binlerce yılı kapsamaktadır ve kaydedilmiş tarih içinde dinsel, kültürel, felsefi ve yasal anlamda gelişmeler göstermiştir. Bir çok antik belge, dinler ve felsefe insan haklarıyla ilişkilendirilebilecek çok çeşitli kavramı içermektedir.Bunlar arasında en çok dikkate değer olanlar; Pers İmparatoru Büyük Kiros tarafından Yeni Babil İmparatorluğunu fethetmesinden sonra üzerinde niyetlerini yazılı olarak açıkladığı MÖ 539 tarihli Kiros Silindiri, Hintli Büyük Asoka’nın MÖ 272 - MÖ 231 arasında yazılan Asoka Fermanları ve 622’de, Müslümanları, Yahudileri ve Paganları da içine alacak şekilde Yathrib şehrinin (daha sonraki ismi Medine) önde gelen aşiret ve aileleri arasında resmi bir antlaşma olarak İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) tarafından hazırlanan Medine Sözleşmesidir [2][3]
1215 tarihli Magna Carta’nın İngiliz hukuk tarihi için ayrı bir önemi olduğu kadar günümüzde uluslararası hukuk ve anayasa hukuku için de önemi büyüktür.
Fransa Meclisi'nin 26 Ağustos 1789'da onayladığı İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi |
1689 tarihli İngiliz Yurttaş Hakları Beyannamesi (veya “İnsanların Hak ve Özgürlüklerini ve Kraliyetin Halefliğinin Düzenlenmesini Beyan eden Kanun”) Birleşik Krallık'ta (İngiltere'de) baskıcı hükümet uygulamalarını yasadışı saymıştır.
18. yüzyılda iki büyük devrim meydana geldi; 1776'da ABD'de ve 1789'da Fransa'da: Bunlar ciddi hak kazanımları sağlayan iki sonucun elde edilmesini neden oldu, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız Hoca İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi. Ek olarak 1776'daki Virginia Haklar Beyannamesi bir dizi temel hak ve özgürlükleri sağlamıştır.
Bunları 18. ve 19. yüzyıllarda Thomas Paine, John Stuart Mill ve Hegel gibi düşünürler tarafından insan hakları felsefesinde gerçekleştirilen ile ilerlemeler takip etmiştir.
İnsan hakları terimi büyük olasılıkla Paine'in İnsan'ın Hakları isimli eseri ve William Lloyd Garrison'ın 1831'de The Liberator'de çıkan ve "okuyucularına insan haklarının esas nedenini yazmaya çalıştığını" anlattığı yazıları yayınlandığı dönemde kullanılmaya başlandı.[4]
Birçok grup ve hareket insan hakları adına 20. yüzyılda çok büyük toplumsal değişimleri gerçekleştirdiler. Batı Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da, sendikalar çalışanların greve gitme hakkını garanti altına alan, asgari çalışma koşullarının oluşturulmasını sağlayan, çocuk işçilerin çalışmalarını düzenleyen veya çalıştırılmalarını yasaklayan yasaların çıkarılmasını sağladılar. Kadın hakları hareketi kadının oy verme hakkını kazanmasında başarılı oldu.
Ulusal bağımsızlık hareketleri sömürgeci güçleri ülkelerinden çıkarttılar. En etkileyici bağımsızlık hareketlerinden birisi Hindistan'ı İngiltere'nin sömürgesi olmaktan çıkaran Mahatma Gandhi'nin hareketidir. Dünyanın bir çok yerinde uzun süreli ırkçı ve dini baskı altındaki azınlıkların hareketleri başarılı oldu; ABD'de de sivil haklar hareketi ve daha yakın zamanlarda çeşitli kimlik politikaları hareketlerinde olduğu gibi.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin kurulması, 1864 Lieber Sözü ve gene 1864'teki ilk Cenevre Sözleşmeleri iki Dünya savaşından sonra daha da geliştirilecek olan Uluslararası İnsaniyet Yasasının temellerini atmıştır.
Dünya Savaşları, inanılmaz boyuttaki insan kayıpları ve büyük insan hakları ihlalleri modern insan hakları belgelerinin gelişiminin arkasındaki itici güç olmuştur. Milletler Cemiyeti, I. Dünya Savaşı'nı takiben 1919'da yapılan Versailles Barış Antlaşması'nda yapılan görüşmelerde kuruldu.
Cemiyet'in hedefleri şunlardı;silahsızlanma, ortak güvenlik çerçevesinde savaşı önleme, diplomasi ve görüşmeler yoluyla ülkeler arası anlaşmazlıklara çözüm bulmak ve küresel refahı artırmak.
Daha sonra Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde yer alacak olan hakların çoğunu savunma kararlılığı da kuruluş amaçlarında vardı. 1945'teki Yalta Konferansıda Müttefik Güçler Cemiyet'in rolünü oynamak üzere yeni bir yapı kurma kararı aldılar.Bu yapı Birleşmiş Milletler olacaktı.
BM kuruluşundan bugüne kadar uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasında önemli bir rol oynamıştır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
İnsan hakları konusunda çalışan uluslararası sivil toplum örgütleri
- Uluslararası AF Örgütü (Amnesty International)
- Uluslararası Hukukçular Komisyonu (International Commission of Jurists)
- Uluslararası PEN Kulubü (Poets, Essayist, Novelists)
- Uluslararası Kızılhaç Komitesi (International Committee of the Red Cross)
- İnsan Hakları İçin Uluslararası Birlik (International League of the Rights of Man)
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
- İnsan hakları - Rusya
- İlk Adım - İnsan hakları eğitimine başlangıç için el kitabı (Uluslararası Af Örgütü)
- ^ "Universal Declaration of Human Rights adopted by General Assembly resolution 217 A (III) of 10 December 1948".
- ^ See:
- Firestone (1999) p. 118;
- "Muhammad", Encyclopedia of Islam Online
- ^ See:
- Watt, Muhammad at Medina
- R. B. Serjeant (1964), "The Constitution of Medina", Islamic Quarterly 8, p. 4
- ^ Mayer (2000) p. 110
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder