Popüler Yayınlar

31 Mart 2013 Pazar

'NEGATİF MİLLİYETÇİLİK'

Mümtaz'er Türköne


Milliyetçilik, siyasî yelpazenin temel ekseni haline gelirken düşünce hayatımız da zenginleşiyor. 

"Pozitif-negatif milliyetçilik" ayırımı, milliyetçiliğin vazgeçilmezliği varsayımına dayanan ve onun dünyası içinde ehil bir alan oluşturmaya çalışan yeni bir kavramlaştırmayı temsil ediyor.

Milliyetçiliğin zaten karmaşık ve bulanık olan dünyası içinde bu yeni kavramlar bir işe yarar mı?

Şayet gerçekten milliyetçilik siyasal hayatın merkezine yerleşiyor ve ortak bir paydaya dönüşüyorsa nüanslar üzerinde daha dikkatli düşünmemiz gerekmez mi?

Milliyetçilik, hareket noktası olarak iki önemli soruya cevap olarak getirilen ilkelere dayanır. İlk soru "Ben kimim?" sorusudur.

Milliyetçilik, çok farklı cevapları olan bu soruya milleti referans göstererek cevap verir. İkinci soru, siyasal iktidarın dayandığı prensibin ne olduğudur.

Yine milliyetçilik, kimlik için verdiği cevabı bu soru için de tekrarlar: Egemenlik hakkı millete aittir. Ulus devletler çağında, bu iki sorunun ve bulunan ortak cevabın, son iki asırlık tarihin ana itici gücü olduğunu hatırlayalım.

Tam iki asırdır tarih bu güç eliyle şekillendi. Sınırlar bu güç tarafından çizildi. Uluslararası ilişkiler, bu olgunun üzerine inşa edildi.

Bugünün devletlerinin üye olduğu uluslararası örgütün adının Birleşmiş Milletler olması, devletlerin dayandığı kabul edilen temel varsayımı da ifade ediyor.

Milliyetçilik bu kadar belirleyici bir güç olduğu zaman kendi içinde farklı türlerin ortaya çıkması da anlaşılır bir durumdur.

Sınıflandırmalar, alt sınıflar ve onların altındaki gruplarla milliyetçilikleri tasnif etmek oldukça zor bir konudur. Değişen dünya, kaçınılmaz olarak yeni grupları da sınıflandırmaya dahil etmektedir.

Kimlik sorusuna cevap veren milliyetçilik, bireyin mensubu olduğu milleti ve tam karşı kutbunda yer alan "öteki"leri keskin hatlarla ortaya çıkarır.

 "Benden olanları sevmek, benden olmayanları sevmemek" şeklinde ortaya çıkan denklemin çok hassas dengeleri vardır. Sosyal şartlar, siyasî gündemler, yaşanan sorunlar "biz ve öteki" arasındaki mesafeyi ve ilişkiyi belirler.

Toplum bunaldıkça, siyaset sertleştikçe biz keskinleşir, daha berrak çizgilerle belirlenir ve doğal olarak alt kategorilerini yaratır.

Öteki, milliyetçiliğin asıl enerji kaynağı olarak kimlik sorusuna, öfke ve nefretin tayin ettiği keskin bir içerik kazandırır.

Genel kabul gören tasniflerden biri, vatanseverliğin "bizi (yani milleti) sevmek", milliyetçiliğin ise "ötekinden nefret etmek" şeklinde sevgi ve nefret arasında bir yere yerleştirilmesidir.

Bizim temel sıkıntımız etno-centricism adı verilen, millet yerine etnisiteyi ikame eden milliyetçiliğin yaygınlık kazanması.

Var olduğu varsayılan bir kan ve soy bağını esas alan bu milliyetçilik, doğal olarak karşı kutbunu yaratarak onunla bir gerilim içinde toplumu bileşenlerine ayırmaktadır.

Etnik milliyetçilik, milleti bir soy birliği olarak kavramaktır. Etnik homojenliğin imkansızlığı nisbetinde bu kavrayış hem bölücü, hem de düşmanlığı çoğaltıcıdır.

Etnik milliyetçilik basit bir azınlık milliyetçiliği değildir; milleti soy ve kan birliğine indirgemektir. Milliyetçiliğin bu türüne kabilecilik de denmektedir.

Irkçılık, fiziki görünüşe göre, ırklar arasında bir hiyerarşi olduğunu savunmaktır. Kafatasçılık, ırkçılığın uygulama alanıdır.

Ten rengi dışında ırkların farklı kafatası ve kemikler arasında ( bacak kemiklerinin uzunluğu gibi ) belli oranlara dayandığını iddia eder.

Toplumu huzur içinde yaşatacak olan milliyetçilik türü, en geniş ortak paydaya dayanan milliyetçiliktir. Çağımızda bu ortak paydanın adı vatandaşlıktır.

Vatandaşlık, kanı, soyu, ırkı, kültürü, dili değil birlikte yaşadığımız vatanı referans almakta, bizi birbirimize bu siyasî bağ ile bağlamaktadır.

Milliyetçiliğin onlarca türü var. İki asırlık milletler çağında bugüne kadar keşfedilen en pozitif yani birleştirici ve bütünleştirici milliyetçilik anayasal vatandaşlığı esas alan siyasal milliyetçiliktir.

 http://www.zaman.com.tr/mumtazer-turkone/negatif-milliyetcilik_497511.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder