Popüler Yayınlar

15 Mart 2013 Cuma

KAVRAM - S.YILDIZ

Kavram konusu hiç güncelliğini yitirmiyor. Şu an “Genel konular” da da tartışılıyor. Burada İnsan ve Davranışını anlamaya çalışırken, dile dayalı iletişimin önemine değinmek istiyorum. Bu önemli işlevleri üstlenmiş olan dilin kullandığı kavramların tanımını, dille ilişkisini ve nasıl oluştuğunu Doğan Cüceloğlu’nun “İnsan ve Davranışı” isimli kitabından aktarmaya çalışacağım. Üzerinde tartışılabilinir.

Kavram Tanımı
Kavram ( concept), aralarında belirli özellikleri paylaşan bir grup nesne veya olaya verilen semboldür. Örneğin, ağaç bir kavramdır, çünkü çok sayıda nesneyi temsil eder ve bu nesneler toprağa kök salma, dik durma, gövdesi, dalları ve yaprakları olma gibi bir dizi özellikleri aralarında paylaşırlar. Bunun gibi, kız, kitap, ev birer kavramdır.

Kavramların birbirleriyle ilişkileri vardır ve bu ilişkiler mertebeli bir yapı oluştururlar. Biyoloji biliminden örnek verelim. Biyolojide her canlının hangi aile türüne ait olduğunu bulma önemli bir bilimsel faaliyettir. Bir hayvan ya da bitkiyi sınıflamaya çalışan bilim adamı, gerçekte, incelediği canlı yaratığın mertebeli yapı içinde yerini bulmaya çalışmaktadır. Mertebeli yapıdan neyi anlatmak istediğimize bir örnek şöyle verilebilir.

Evrendeki her şey Enerji kavramı altında toplanabilir. Bazı tür enerji nesneleşmiştir, bazıları ise manyetik dalga gibi titreşim halindedir. Böylece Enerji’yi Nesnel ve Nesnel olmayan gruplara ayırabiliriz. Nesnel grup Canlı ve Cansız olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Canlılar, Bitkiler ve Hayvanlar olmak üzere iki gruba ayrılır. Hayvanlar da Tek Hücreliler ve Çok Hücreliler olmak üzere yeniden iki gruba ayrılır.

Kavramlar düşünce sürecimizde büyük ekonomi sağlar. Kavramlar olmasaydı, dış dünyadaki her olayı teker teker öğrenmek ve hatırlamak durumunda olurduk. Düşünün bir kere; Ağaç’la ilgili bilgiyi vermek için şimdiye kadar gördüğünüz her ağacı hatırlayıp teker teker onların özelliğini söylemeniz gerekirdi. Kavramlar, bireyin son derece karmaşık ve ayrıntılı algısal yaşantısını özetler, soyutlaştırır ve böylece insanoğlunun bilim, teknoloji, kültür, sanat ve edebiyatı geliştirmesini sağlar.

Bir kavramın kapsamına giren her nesne veya olaya o kavramın örneği (incident) adı verilir. Böylece ağaç kavramının örneği, bir kimse için meşe ağacı olabilir. Meşe ağacı bir kavram olarak kullanıldığında, onun örneği o kimsenin evinin önündeki, çocukluğundan beri bildiği bir meşe ağacı olabilir. Bizim algısal yaşantımız genellikle örnekler düzeyindedir.

Örnekler bizim kendimize özgü kişisel algılamamızı ve yaşantılarımızı kapsarlar. Bu düzeyde başkalarıyla iletişim kuramayız, çünkü onların örnekleri kendilerine özgüdür ve her birey için farklıdır. Kavramsal soyut düzey bireyler arasında paylaşıldığında, dille iletişim kavramsal düzeyde olur. Kavram ve dil ilişkisi bu nedenle önemlidir.

Kavramlar ve Dil

İstanbul, Ahmet, Leyla, Beşiktaş gibi özel isimler dışında kalan dildeki bütün kelimeler belirli bir kavramı temsil ederler. Kelimelerin hemen hemen hepsinin kavram olması, kavramların tümünün kelimelerden oluştuğu anlamına gelmez. İnsanların kelimelerle ifade edemedikleri kavramlar geliştirdikleri, kavram geliştikten sonra bu kavramın ifadesinin kelimeyle yapıldığı gözlenmiştir. Örneğin, çocuk anne, süt, köpek kelimelerini söylemeden önce, bunları tanıyıp uygun davranışlarda bulunabilir. Ayrıca hayvanlarla yapılan deneyler, değişik hayvanların belirli kavramları oluşturarak, bu kavramları tanıyabildiklerini gösterir.

Kavram Oluşturma Kuramları

Kavramları nasıl oluştururuz? Bu konuda farklı görüşler vardır.

1-) Çağrışımsal Kuram: Çağrışımsal kuram (association theory) kavram öğrenilmesini çağrışımlar kurma olarak açıklar. Bir nesne ya da olay belirli bir grubun adıyla çağrışım kurmaya başlar ve bu grubun adı iletişim kurmada faydalı olduğu sürece kullanılmaya devam eder. Böylece nesne ile kavram arasında çağrışım kurulur. Kullanılan kavram iletişim kurmakta etkin değilse, daha önceden kavramla nesne arasında kurulan çağrışım söner.

Bu yaklaşıma göre, uzun bir zaman süresi içinde yapılan deneme ve yanılmalar kavramlarla, o kavramların içine giren örneklerin birbirleriyle bağ kurmasına yol açar. Öğrenen kişi kendine verilen kavramlarla örnekler arasında çağrışım ilişkileri kurar. Bu görüş modern p******ologlar arasında pek taraftar bulmaz, çünkü p******ologlar kişilerin faal olarak kavram oluşturmaya girdiklerini, aynı dil öğreniminde olduğu gibi, kavram öğreniminin de yaratıcı bir süreç olduğunu bilirler.

2-) Hipotez Oluşturma: Bruner, Goodnow ve Austin, yaptıkları araştırmaların sonuçlarına dayanarak, kavram geliştirirken bireylerin son derece faal olduklarını ve değişik hipotezler geliştirerek bu hipotezleri sürekli test ettiklerini (hypothesis testing) ileri sürmüşlerdir. Bir problem çözümü üzerinde çalışan bilim adamı gibi, kavram geliştiren kişi sürekli hipotezler geliştirir ve kurduğu bu hipotezleri sürekli deneyerek, deneyiminin sonucuna göre ya kabul eder, veya reddederek yeni bir hipotez kurmaya yönelir.

3-) Kurallar Oluşturma: Günümüzde p******ologların çoğu, kavramların temelinde bazı tanımlayıcı kuralların yattığını ve kavram öğreniminin gerçekte bu kuralların geliştirilmesinden (rule construction) başka bir şey olmadığını söylerler. Araştırmacılar, özellikle işlevsel kavramların böyle kurallarla tanımlandığına işaret ederler. Kalem kavramı işlevi ve biçimiyle tanımlanır: “Mürekkebi vardır, yazı yazmada kullanılır ve sivri uçludur.” Bu kuralı bildiğinizde, bütün kalemleri tanıyabilirsiniz. Bardak, kaşık gibi bazı kavramlar basit, bilgi işlem merkezleri, üniversite gibi bazı kavramlarsa daha karmaşık kuralları gerektirebilir. Karmaşık kuralları olan kavramların öğrenilmesi, basit kuralları olan kavramlara göre daha zordur.

4-) Prototipler: Bazı p******ologlar, kavram öğreniminin belirli bir soyutlama sürecini içerdiğini ileri sürerler. Onlarca her kavramın soyutlanmış bir model yapısı vardır ve bu yapıya prototip (prototpe) adı verilir. Ağaç kavramını alalım. Hiçbir ağaç birbirinin tıpatıp aynısı değildir. Ancak bizim zihnimizde tipik bir ağacın nasıl olacağına dair bir model şema vardır. Bu model şema sayesinde biz, dut ağacı gibi tipik bir ağaçla, böğürtlen ağacı gibi tipik olmayan bir ağacı hemen ayırt edebiliriz. Palmer temelde kavram öğreniminin bu prototipleri geliştirme sürecine dayandığını savunur.

Hipotez, kurallar ve prototip geliştirme yaklaşımları birbirine ters düşen yaklaşımlar değildir. Kavram geliştirme alanında araştırma yapan araştırmacıların büyük bir çoğunluğu, her üç kuramın da kavram öğrenmede geçerli bir yeri olduğunu kabul ederler. Hipotez geliştirme hem kural, hem de prototip için kullanılabilir. Başka bir deyişle, birey hipotezini kavram kuralı, ya da prototipi için geliştirebilir. Prototip daha çok kuş, ağaç, sandalye gibi nesnelerle ilgili alanlarda daha geçerli olur. Kural geliştirme ise bıçak, kalem ve otomobil gibi işlevsel kavramlarla ilgilidir.

1 yorum:

  1. "Kavram ( concept), aralarında belirli özellikleri paylaşan bir grup nesne veya olaya verilen semboldür" demek "anlam kavrami"'nizin ex-pozitifist anlam kavrami oldugunun apacik delilidir. Ne var ki artik pozitivistler bile bu anlam kavramini terketmis bulunmaktadirlar. "Lutfedip "anlam kavrami" uzerine yazlimis kitaplati okuyun" diyecegim ama bu haksizlik olur, cunku bu kitaplari okuyup birsey anliyabilmek icin daha once Mantik, Matematik, bunlarin tarihi, temelleri, temel sorunlari, bilimin temelleri ve de tabi felsefe konusunda cok ayrintili calisma yapmaniz gerekir.

    YanıtlaSil