HER ARAYANA HİKMET NASİP OLMAZMIŞ, ANCAK HİKMETE ERENLER DE ONU ARAYANLARMIŞ. HİKMETİ ARAYIŞTA KAİNAT KİTABINI OKUMALI, OLMUYORSA "OKUYABİLENİ OKUMA" İLE MESAFE ALINMALI. GÜZELİ FARKETMENİN ÖLÇÜSÜDÜR, BAŞKALARI İLE PAYLAŞMA İSTEĞİ. GÜZEL BULDUĞUM OKUMALARI PAYLAŞIYORUM...
Popüler Yayınlar
-
konsept Konsept dilimize Fransızcadan geçmiş bir kelimedir. Anlamı kavram demektir . Konseptualizm ise kavramcılık demektir 1 ...
-
1. Kavram ve terimin tanımı: Kavram, bir nesnenin zihindeki tasarımıdır. Terim ise, kavramın dille ifade edilmesidir. Kavramı hayal...
9 Mart 2013 Cumartesi
Bir Portre: ALBERT EINSTEIN - Salih ADEM
Okuma listeleri
arasında Poincare, Mach ve Hume gibi düşünce dünyası üzerinde büyük
tesiri olacak kişiler vardı. Bu dönemde fizikçilerle hemen hiç diyalogu
olmadı. Mileva Maric ile evlendi ve 1902 yılında bir kızları oldu. 1904
ve 1910 yıllarında iki oğulları oldu. 1919'da boşandılar; aynı yıl
Einstein, Elsa ismindeki kuzeniyle evlendi. 1905'te dört önemli fizik
makalesi yayımladı:
Einstein'ın bu
başarılarında en büyük sebep, kâinatın nasıl işlediğine dâir
sezgilerinin çok kuvvetli olmasıydı. Bir nevi, büyük resmi görme ve
kanunların yapısını hissetme diyebileceğimiz bu sezgi pek çok bilim
adamının başarısındaki temel faktördür. Belki de Einstein'ı farklı kılan
husus, "Ben Allah'ın kâinatı nasıl yarattığını merak ediyorum; gerisi
sadece detaydır." sözüdür. Başka bir ifadeyle, Einstein'ın yaptığı, bir
sistemin parçalarını sabırla gözlemleyip anladıktan sonra, Yaratıcı'nın o
sistemi nasıl yarattığını ve işlettiğini anlamaya çalışmaktır.
Einstein
hayatının geri kalan yıllarında genel çekim ve elektromanyetizma
teorilerini tek çatı altında birleştirebilmek için uğraştı; fakat bunda
başarılı olamadı. Pakistanlı Müslüman fizikçi Abdüsselâm zayıf kuvvet
ile elektromanyetik kuvveti birleştirmiş ve bu çalışmaları neticesinde
1979'da Nobel Fizik Mükâfatı'nı kazanmıştır. Elektromanyetik kuvvet,
zayıf ve güçlü nükleer kuvvetlerle genel çekim kuvvetini birleştirme
gayreti hâlen, ciddi tenkitler de alan Süpersicim Teorisi adı altında
sürdürülmektedir. Einstein'ın hayal ettiği birleştirme
gerçekleştirilebilirse, kâinatın nasıl yaratıldığı, uzay ve zamanın
mâhiyeti gibi fizikteki en temel konular açıklığa kavuşabilecektir.
1926'da Max Born'a yazdığı bir mektupta
Einstein şöyle diyordu: "Ben kesinlikle biliyorum ki, O [Allah] zar
atmaz." 1935'te Podolsky ve Rosen'le birlikte kuantum fiziğinin
non-lokal yani problemli veya geçersiz olduğunu göstermek için EPR
(Einstein-Podolsky-Rosen) paradoksunu ortaya attı. Sonra yapılan
deneyler kuantum teorisinin tahminlerini doğruladı. Einstein'ın Bohr'la
olan tartışması determinizm konusuna dayandığı için felsefe çevrelerinde
de büyük ilgi gördü.
Einstein'a
göre, inancın insanda hâsıl ettiği mânevî tecrübe, "içine nüfuz
edemediğimiz, kavrayamadığımız bir şeyin var olduğunu bilmek, en muazzam
bir hikmet ve en parlak bir güzelliğin tecellilerini kapasitemiz
ölçüsünde hissetmek" gibi bir şeydir. Einstein'a göre din ve bilim
arasında anlaşmazlık olduğunu söylemek hatalı düşünmekten
kaynaklanmaktadır. Dinsiz bilim kör, bilimsiz din topaldır.
Yahudi olduğu için 1932'de Almanya'dan ayrıldı ve ABD'ye geçti.
1940 yılında ABD vatandaşı oldu ve hayatının sonuna kadar orada yaşadı.
1952'de Einstein'a İsrail Devlet Başkanlığı teklif edildi; fakat
Einstein bunu kabul etmedi.
Einstein'ın atom bombasının
geliştirilmesinde bu mektubu imzalamaktan başka rolü olmadı. Linus
Pauling'e göre, Einstein daha sonra mektubu imzaladığından ötürü
pişmanlık duyduğunu söylemiştir.
Fakat asıl önemli yanı, Einstein'ın sıradan bir bilim adamı
olmaması, zamanının 'bilimsel' teorilerini sorgulaması ve fiziğe yeni
bir yön vermesidir. Bunda felsefeyle içli-dışlı olması, orijinal
düşünmesi ve sorgulayıcı olması büyük rol oynamıştır. Einstein aslında
bir filozof-bilimadamıdır. Yani akademik sistemin içinde işleyen küçük
bir çark olmak yerine, bütün sistemi tepeden kuşbakışı görüp, bilim
câmiasının hâdiselere bakışındaki eksik veya problemli yanları fark edip
yeni bir model kurma yolunda çalışmalar yapmıştır.
Buradan da anlaşılıyor ki,
salt akılla veya gözlemle Allah'ı ve bizden ne istediğini tam doğru
olarak bilmek çok zor, hattâ imkânsızdır. Onun, birçok muasırı gibi, iki
büyük dünya savaşı yaşamış, karanlık bir fetret devri insanı olduğunu
unutmamalıyız.
Etiketler:
ALBERT EINSTEIN,
HUME,
İZAFİYET TEORİSİ,
KANT,
MACH,
NIELS BOHR,
POINCARE,
PORTRE,
SALİH ADEM,
WERNER HEISENBERG
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder