Popüler Yayınlar

13 Mart 2013 Çarşamba

DÜŞÜNCE, DUYGU, DAVRANIŞ - Saim Koç

İletişimde ustalaşmak, bilinçsiz yeterlilik düzeyine sıçramak istiyorsak düşünce, duygu ve davranış arasındaki ilişkiyi de kavramak zorundayız.

Nasıl evren sibernetik bir bütünse onun bir parçası olarak biz de sibernetik bir bütünüz. Bunun anlamı, bedenimiz, düşüncelerimiz ve duygularımız arasında karşılıklı ve sürekli bir etkileşim olduğudur. Bu diyalektiğin bir yasasıdır.

Olumsuz düşünceler içindeyken olumsuz duygular yaşarız. Bedenimiz de buna hemen uyum sağlar; omuzlarımız çöker, bakışlarımız donuklaşır, ses tonumuz bezginleşir, her halimizle sıkıntımızı yansıtırız. Düşüncelerimiz olumluysa duygularımızın da olumlu olması ve bedenimizin de buna uyum sağlaması kaçınılmazdır. Sesimiz canlı, bedenimiz dik, yürüyüşümüz daha bir kendine güvenlidir.

Bunlardan birinde yapacağımız bir değişiklik diğerleri üzerinde de etkili olacak ve onları değişikliğe zorlayacaktır.

Sabah uyandığımızda kendimizi depresif bir ruh hali içinde bulabiliriz. Nedenini bilemediğimiz bu durum aslında bir ya da birkaç gün önce karşılaştığımız ve çözümsüz gibi duran sorunlardan kaynaklanmaktadır. İçine sürüklendiğimiz bu ruh haliyle sorunlarımızın altında ezildiğimizi hissederiz.

Bedenimiz bir bütün halinde kendini yerçekimine bırakır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve bedenimiz tam bir uyum içinde olumsuzluğu yaşamaktadır. Eğer bu üçlüden birini olumlu yönde değiştirebilirsek, diğerleri üzerinde de olumlu etki yaratır ve içinde bulunduğumuz karamsar ruh halinden çıkarız.

Örneğin bedenimizi dikleştirebilir, olumlu duyguları kışkırtacak bir hale getirebiliriz. Olumlu duygular düşüncelerimizi etkileyecek ve olaylara farklı açıdan bakmamızı sağlayacaktır. Ya da NLP* (Nöro Linguistik Programlama) tekniklerinden yararlanarak duygularımızı değiştirebiliriz. Bedenimiz ve düşüncelerimiz değişen duygularımıza uyum sağlamakta zorlanmayacaktır.

Görüldüğü gibi düşüncelerimiz, duygularımız ve bedenimiz arasında lehimize kullanacağımız bir ilişki vardır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız arasında da doğrudan bir ilişki vardır. Nasıl düşünüyorsak öyle hisseder ve buna uygun davranırız. Kafanızda olumsuz birtakım düşünceler varken, içten gülmeye çalışın… gülemezsiniz.

Çok mutlu ve keyifli bir anınızda somurtmaya ya da depresif görünmeye çalışın… başaramazsınız. İletişim içinde verdiğimiz tepkiler, gösterdiğimiz davranışlar aslında bir duygunun ürünüdür. Duygularımızı belirleyen ise düşüncelerimizdir.

Yapmacık davranışlar sergilediğimizde bile bu kural değişmez. Ağzımızdan çıkan sözlerle duygularımız arasında fark varsa bedenimiz duygulara uyum sağlar. Rol yapma konusunda ne kadar usta olursak olalım bedenimiz bizi mutlaka ele verir. Özetle, bedenimizin davranışı duygularımıza uygundur. Çünkü hissettiklerimiz, ağzımızdan çıkan sözler değil, duygularımızdır. Duygularımızsa bedenimizle doğrudan bağlantılıdır.

Kaynak: İletişimde Ustalaşmak/ Saim Koç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder