10 Aralık 1994 / MUSTAFA ÜNAL
Halide
Izzetbegoviç... Saraybosna doğumlu ama, o bir Osmanlı. Kökü saraya kadar
uzanıyor. Halası Inegöl'e gelin gelmiş. Bunaldıkça koştuğu Türkiye'yi
çok seviyor. Türkiye de onun için bir vatan...
Iki yıldır tarihin en büyük insanlık dramına tanıklık ediyor. Komünizmin cenderesinden geçmiş ama, Sırp çetniklerin yaptıkları daha bir vahşi...
Kırışıklar düşmüş yüzünden kirli savaşın ezikliği değil, direnişin onuru okunuyor. Şair onun gibiler için yazmış: 'Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır / Her kırışığı tarihten bir yaprağı anlatır'
Ikisi kız biri erkek üç çocuğa annelik ve bilge kral Ali Izzetbegoviç'e eşlik yapan Halide Hanım'la Ankara'da görüştük. Bosna'nın kurtuluş savaşında payına ne düşmüşse fazlasını yapmanın azmi içinde: ''Türkiye'ye gelirken oğlum benden, Bosna için bir şeyler yapmamı istedi. Hemen mülteci kadınlara koştum. Tekirdağ'daki kamptan başlayarak mülteci gurupları organize ettim ve cephede savaşan çocuklarımız için çorap, eldiven ve başlık ördük."
Silah kullanmayı yeni öğrenmiş: "Silah atışlarını oğlum Bakir'le yaptık. Silahı ilk elime aldığımda çok heyecanlıydım, ellerim titriyordu. Ama Istiklal Marşımız bana güç verdi. Hedefe ateş ederken karşımda milletime karşı her türlü vahşete başvuran Sırp çetnikleri düşündüm ve hep 12'den vurdum."
Halide Hanım Bosna'da imkan buldukça cepheye koşuyor: "Cephelerin en uçlarına kadar gittim ve Boşnak savaşçılara moral verdim. Bizim kadınlarımız cephede savaşıyor. Çok kahraman kızlarımız var."
Leyla ve Sabiha adlarındaki iki kızı cihadı cephe gerisinde yürütüyor. Ikisi de öğretmen. Sırplar namus ve vatanlarına musallat olmasaydı, Bosna'nın yeni neslini yetiştireceklerdi. Halide Hanım kızlarıyla gurur duyuyor. "Kızlarımın savaşta başka bir rolü var. Bosnalı kadınlar bir araya gelerek cephe gerisini örgütlediler; bizim evde Sümeyye adında vakıf kuruldu. Kızlarım çalışmalarını burada sürdürüyor."
Okula giderken yıllarca Ali ile aynı yolu kullanmışlar fakat kader onları sokakta değil başka mekanda karşılaştırmış. Geriye dönüp baktığında; dedesinden kalma fesiyle Müslüman gençler arasında Ali'nin hemen dikkat çekiverişini unutamıyor. Ali üstelik delikanlıların en akıllısıymış. Evlenme teklifi geldiğinde de hiç düşünmemiş... "Ali gibi üniversite mezunu değilim. Kız Meslek Lisesi'ni bitirdim. Meslek okulunda dikiş nakış öğrendik ve komple ev hanımı olarak yetiştim" diyor.
Savaşın başlamasıyla birlikte 6 ay bodrumda yaşamışlar: "Devamlı silah sesleri ile uyanıyorduk. Ali en çok 45 saat uyuyor. Meselelerin büyüklüğü yüzünden uyuyamıyor. Sabah namazında kalkıyor ve hemen çalışmaya başlıyor."
Islam hayatlarını yönlendiriyor. "Ben ve Ali Bey hiçbir zaman Kur'anı Kerim'i bırakmadık. Bu uğurda zindanlara girdik. Islam felsefesinden taviz vermedik."
Halide Hanım Bosna'nın geleceğinden çok umutlu, Türkiyeli hanımları da yardıma çağırıyor: "Bizim tek güvencemiz Türkiye. Türkiyeli Türk kadınları Boşnak Sümeyyeler'in yardımına koşsunlar. Güçleri neye yetiyorsa onu yapsınlar."
Halide Izzetbegoviç tıpkı eşi gibi hayatını Bosna davasına adamış. Bu uğurda hiçbir fedakarlıkdan kaçınmıyor.
Yeter ki vatan kurtulsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder