Prof. Dr. Bengi Semerci
Halk arasında kendini
beğenmiş olarak kullanılan terim. Sigmund Freud Narkissos adli
mitolojik kişilikten etkilenerek narsisizm terimini kullanan ilk
kisidir. Narsistler baskalarinin halk ve gereksinimlerini goz onune almadan
kendilerini one cikarmaya ve her seyi istedikleri gibi yonlendirmek icin
baskalarindan yararlanmaya calisirlar.
Gercek disi guc, para, basari, guzellik
ya da ideal ask fantazileri gelistirirler. Hic bir zaman doymazlar. Bunun
sonucunda kendine onem verme duygusunun yerini depresyon ve degersizlik
duygulari alir. Çunku sergiledikleri bu ustunluk tavirlari derin bir
guvensizligi gizler.
Duygusal ve cinsel iliskileri cok yogun ve doyurucu
gorunmesine ragmen, kendi mutlulugundan cok karsi tarafin ona hayranlik
duymasi, ve memnun kalmasini onemsedikleri icin, hic bir zaman tatmin
olamazlar. Baska insanlarin dusuncelerini sallamiyor gibi gorunseler de,
aslinda bu onlar icin en onemli seydir.
İstedikleri en onemli sey kendilerine
hayranlik duyan, ilgilenen insanlardir, ve bunun icin hep kisiliklerinden odun
verirler, ve gercek olmayan, balon ustun imgelerinin arkasina gizlenirler. Narsisizm
bir hastaliktan ote bir dramdir.
* Narcissus'un mitolojik hikayesi için alt-kültür bölümümüze bakabilirsiniz.
* Narcissus'un mitolojik hikayesi için alt-kültür bölümümüze bakabilirsiniz.
Narsist kişilerin her zaman amacı en mükemmele ulaşmak, toplumda parmakla gösterilen nadide insanlardan olmaktır. Narsistler kendilerini her zaman büyük bir özveriyle en ufak ayrıntısına kadar mükemmele ulaştırmak için çalışır. Bu şekilde sadece ilgiyi kendi üzerinde toplayan narsistler başka insanları görmezler, onların haklarına saygılı olmazlar. Kısaca iş birliği gerektiren işlerden her zaman kaçınırlar. İş birliği yapamazlar.
Narsist insanlar eğer bir şeye ulaşmak isterlerse o şey uğruna başkalarınının haklarını hiçe sayabilirler. Çünkü narsist insanların istekleri her şeyden öndedir. Narsistlerin bir diğer özelliği de şöhret ve para uğruna herşey yapabilmeleridir.
Narsistlerin özelliklerini toparlayacak olursak;
Egoist insanlardır. Dünyada sadece kendilerinin olduklarına inanırlar.
Kendilerini başkalarının yerine koyamazlar. Empati yapma özelliğine sahip değillerdir.
Şöhret, para ve toplumda üst düzey bir yerde olma gibi hayalleri vardır.
Başarılı insanlara karşı kin beslemek ve nefret duymak.
Eleştiriye açık olmama durumu,
Eksiksiz yaratıldığını, mükemmel olduğunu düşünmesi.
Kendini
mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve yargılanmaktan korkmak Nedir
Narsistik kişilik bozukluğu kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve başkaları tarafından yargılanmaya aşırı hassasiyet olarak tanımlanabilir. Sadece kendini düşünmek ve davranışlarının başkalarına olan etkisini umursamamak bu kişilerin en temel özellikleridir.
Narsistik kişiler genelde ilgi odağı olmayı, dikkat çekmeyi ve olayları kontrol etmeyi isterler. Başkalarının hayranlığını ve sevgisini kazanmayı şiddetle arzularlar. Kendileri hakkında mükemmelliyetçidirler. Dikkati üzerlerine toplamak için tiyatromsu krizler yaratabilirler. Bu kişiler herkesin ve herşeyin kendilerine bağlı olması gerektiğine inanırlar.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler mükemmele ulaşmak için aşırı derecede çaba sarfederler. Birisi kendilerini yada yaptıkları işi eleştirdiğinde büyük bir öfke ile tepki verirler ve saldırganlık gösterebilirler.
Diğer taraftan bazı Narsistik kişiler ihtiyaçları olan tüm ilgi ve dikkati çekmelerine yetecek kadar yetenekli ve başarılı olabilirler. Böylece her hangi bir problem yaşamazlar ve gayet sağlıklı görünebilirler. Bu durumda bile hala kendilerinden bekledikleri normal üstü beklentileri nedeniyle tam olarak tatmin olmayabilirler.
Narsistik kişiler genelde kendi değerlerini fazlası ile abartırlar. Sürekli olarak yeteneklerini olduğundan fazla gösterirler, ukala, gösteriş meraklısı ve kendini beğenmiş görünürler. Kendilerinin herkesten daha üstün olduğuna inanırlar.
Narsistik kişilik bozukluğu kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve başkaları tarafından yargılanmaya aşırı hassasiyet olarak tanımlanabilir. Sadece kendini düşünmek ve davranışlarının başkalarına olan etkisini umursamamak bu kişilerin en temel özellikleridir.
Narsistik kişiler genelde ilgi odağı olmayı, dikkat çekmeyi ve olayları kontrol etmeyi isterler. Başkalarının hayranlığını ve sevgisini kazanmayı şiddetle arzularlar. Kendileri hakkında mükemmelliyetçidirler. Dikkati üzerlerine toplamak için tiyatromsu krizler yaratabilirler. Bu kişiler herkesin ve herşeyin kendilerine bağlı olması gerektiğine inanırlar.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler mükemmele ulaşmak için aşırı derecede çaba sarfederler. Birisi kendilerini yada yaptıkları işi eleştirdiğinde büyük bir öfke ile tepki verirler ve saldırganlık gösterebilirler.
Diğer taraftan bazı Narsistik kişiler ihtiyaçları olan tüm ilgi ve dikkati çekmelerine yetecek kadar yetenekli ve başarılı olabilirler. Böylece her hangi bir problem yaşamazlar ve gayet sağlıklı görünebilirler. Bu durumda bile hala kendilerinden bekledikleri normal üstü beklentileri nedeniyle tam olarak tatmin olmayabilirler.
Narsistik kişiler genelde kendi değerlerini fazlası ile abartırlar. Sürekli olarak yeteneklerini olduğundan fazla gösterirler, ukala, gösteriş meraklısı ve kendini beğenmiş görünürler. Kendilerinin herkesten daha üstün olduğuna inanırlar.
Bu şekilde düşündükleri sürece kendilerini güvende ve mutlu
hissedebilirler. Kişiliklerinin olumsuz taraflarını genelde inkar ederler
yada mantıklı açıklamalar getirirler. Fakat kişi eğer önemli başarılara imza
atamaz ise büyük bir ikilem yaşamaya başlarlar. Bunun sonucunda kendilerini
sahtekar, boş ve mutsuz hissederler.
Bu kişiler duygusal olarak uç noktalarda yaşarlar; dolayısıyla ya kendilerini mükemmel görürler ya da utanç içinde kahrolurlar. Başka insanların onaylaması ile kendilerini mükemmel hissederler, gururlu, kibirli ve mağrur olurlar, kendi kendilerine yetebilirler. Başkalarının onayı olmaz ise yada kesilirse birden kendilerini aşağı hissederler, çirkin olduklarını düşünürler, kıskançlık ve haset duyarlar ve kendilerine olan tüm güvenlerini yitirirler.
Narsistik kişiler başkaları ile işbirliği yapmakta zorlanırlar çünkü dikkatleri hep kendi üzerlerinde olur. Yaptıkları her işte insanların hayranlığını kazanmaya ve mükemmelliklerini ve üstünlüklerini ıspatlamaya çalışırlar. Başka insanların duygularını yada ne yaşadığını algılayamazlar. Empati yapamazlar ve ender olarak bir insana duygusal olarak bağlanabilirler. Eğer başkalarının ihtiyaçlarını sezebilirlerse bunu o kişilerin zayıflıkları olarak değerlendirirler.
Narsistik kişiler başkalarının kendi rahatları ve mutlulukları için başka insanların isteklerinden vazgeçmeleri gerektiğine inanırlar. Sadece bir şeyi istiyor olmaları elde etmek için yeterli bir nedendir. Başkalarından özel muamele görmeyi hakettiklerine inanırlar. Bu insanlar genelde başkalarına haset ederler ve diğer insanlarında sürekli kendisini kıskandığını düşünür. Başka insanların sahip oldukları değerleri ve başarıları kıskanır.
Bu kişiler çoğunlukla başkalarının kendilerini nasıl algıladıklarına dikkat ederler, dolayısıyla değerli, üstün saydıları, özel yada yüksek statüye sahip insanlar ile olarak kendi değerini arttırmaya çalışırlar.
Narsistik kişilerin başkaları ile olan ilişkileri sorunludur çünkü aşırı ilgi ihtiyaçları ve başkalarının duygu ve düşüncelerini umursamamaları yüzünden insanlar uzaklaşırlar. Sosyal olarak aktif, keyifli ve cazip olabilirler fakat insanlara karşı sorumsuz ve kibirlidirler.
Özel ilişkilerinde narsistik kişiler eşlerinden karşılıksız sevgi ve ilgi isterler buna karşılık hiç bir sorumluluk almazlar. Bu kişilerin bir ilişkiye girmesinin iki nedeni vardır; ya arzu ettikleri bir noktaya ulaşmak (mevki, para, pozisyon vs) yada mükemmelliklerini sürekli onaylayıp destekleyecek birine duydukları ihtiyaç.
Bu kişiler duygusal olarak uç noktalarda yaşarlar; dolayısıyla ya kendilerini mükemmel görürler ya da utanç içinde kahrolurlar. Başka insanların onaylaması ile kendilerini mükemmel hissederler, gururlu, kibirli ve mağrur olurlar, kendi kendilerine yetebilirler. Başkalarının onayı olmaz ise yada kesilirse birden kendilerini aşağı hissederler, çirkin olduklarını düşünürler, kıskançlık ve haset duyarlar ve kendilerine olan tüm güvenlerini yitirirler.
Narsistik kişiler başkaları ile işbirliği yapmakta zorlanırlar çünkü dikkatleri hep kendi üzerlerinde olur. Yaptıkları her işte insanların hayranlığını kazanmaya ve mükemmelliklerini ve üstünlüklerini ıspatlamaya çalışırlar. Başka insanların duygularını yada ne yaşadığını algılayamazlar. Empati yapamazlar ve ender olarak bir insana duygusal olarak bağlanabilirler. Eğer başkalarının ihtiyaçlarını sezebilirlerse bunu o kişilerin zayıflıkları olarak değerlendirirler.
Narsistik kişiler başkalarının kendi rahatları ve mutlulukları için başka insanların isteklerinden vazgeçmeleri gerektiğine inanırlar. Sadece bir şeyi istiyor olmaları elde etmek için yeterli bir nedendir. Başkalarından özel muamele görmeyi hakettiklerine inanırlar. Bu insanlar genelde başkalarına haset ederler ve diğer insanlarında sürekli kendisini kıskandığını düşünür. Başka insanların sahip oldukları değerleri ve başarıları kıskanır.
Bu kişiler çoğunlukla başkalarının kendilerini nasıl algıladıklarına dikkat ederler, dolayısıyla değerli, üstün saydıları, özel yada yüksek statüye sahip insanlar ile olarak kendi değerini arttırmaya çalışırlar.
Narsistik kişilerin başkaları ile olan ilişkileri sorunludur çünkü aşırı ilgi ihtiyaçları ve başkalarının duygu ve düşüncelerini umursamamaları yüzünden insanlar uzaklaşırlar. Sosyal olarak aktif, keyifli ve cazip olabilirler fakat insanlara karşı sorumsuz ve kibirlidirler.
Özel ilişkilerinde narsistik kişiler eşlerinden karşılıksız sevgi ve ilgi isterler buna karşılık hiç bir sorumluluk almazlar. Bu kişilerin bir ilişkiye girmesinin iki nedeni vardır; ya arzu ettikleri bir noktaya ulaşmak (mevki, para, pozisyon vs) yada mükemmelliklerini sürekli onaylayıp destekleyecek birine duydukları ihtiyaç.
Narsistik kişiler ile birlikte olan insanlar
çoğunlukla daha once Narsistik bir anne yada babaya sahip olmuş kişilerdir,
öyle ki çocukluklarında sömürünün ve ilgisizliğin sevgi olduğunu
öğrenmişlerdir. Dolayısıyla Narsistik bir eş ile birlikte olduklarında kendi
haklarını aramayı düşünmezler ve ilişkilerinde kalarak eşlerinin kendilerini
hiç bir karşılık vermeden kullanmalarına izin verirler.
Narsist kişiler toplumsal sorumlulukların kendileri için geçerli olduğuna inanmazlar. Karşılığında hiç bir şey vermeden başkalarının kendilerine hizmet etmesini beklerler. İstekleri olmadığında sözlü saldırılar, sinir krizleri, duygusal, fiziksel yada cinsel taciz ile tepki verebilirler. Birisi çıkıp bencil ve sömürgen yapılarını yüzlerine vurmaya kalkarsa aşağılayıcı ve saldırgan olabilirler.
Mükemmel olduklarına dair inancı koruyabilmek için her tür davranışı gösterebilirler; değerlerini değiştirebilir, yalan söylemek, aldatmak, inkar etmek ve hatta gerekirse suç işlemek.
Tam olarak hastalığın sebebi bilinmiyor ama bazı araştırmacılar çocuklukta yaşanılan tecrübeler ile bağlantılı olduğunu öne sürmüştür. Hastalık genelde ergenlik çağının başında ortaya çıkmaya başlamaktadır.
Belirtiler
Narsist kişiler toplumsal sorumlulukların kendileri için geçerli olduğuna inanmazlar. Karşılığında hiç bir şey vermeden başkalarının kendilerine hizmet etmesini beklerler. İstekleri olmadığında sözlü saldırılar, sinir krizleri, duygusal, fiziksel yada cinsel taciz ile tepki verebilirler. Birisi çıkıp bencil ve sömürgen yapılarını yüzlerine vurmaya kalkarsa aşağılayıcı ve saldırgan olabilirler.
Mükemmel olduklarına dair inancı koruyabilmek için her tür davranışı gösterebilirler; değerlerini değiştirebilir, yalan söylemek, aldatmak, inkar etmek ve hatta gerekirse suç işlemek.
Tam olarak hastalığın sebebi bilinmiyor ama bazı araştırmacılar çocuklukta yaşanılan tecrübeler ile bağlantılı olduğunu öne sürmüştür. Hastalık genelde ergenlik çağının başında ortaya çıkmaya başlamaktadır.
Belirtiler
- Kritize edilmeye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyar
- Kendi çıkarları için başkalarını kullanır
- Sadece kendini düşünmek
- Yeteneklerini ve başarılarını abartır
- Başarı, güç, güzellik, zeka yada ideal aşk ile ilgili fantaziler kurar
- Başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentiler
- Sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerinde olmasını beklemek
- Başkalarını kıskanmak ve haset etmek
- Aşırı gurur ve mükemmel olduklarına dair inanç
- Suçunu kabul etmez yada eleştiriyi kaldıramaz
- Fedakarlık yada iyilik yapmaz ama gösteriş amacı ile küçük davranışlarda bulunabilir
- Empati yapamaz
- Herşeye hakkı olduğuna inanır
- Yüzeysellik
- Sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurar
- Dikkat çekmek, ilgi odağı olmak ve övülmek arzusu
Tedavi
Narsistik kişiler genelde psikoloğa yada psikiyatriste kişilik problemleri dışında başka sorunlar için gelirler. Genelde başka insanlar ile yaşadıkları problemleri kendi davranışlarının bir sonucu olarak düşünmezler aksine dış etkenlerin yada o insanların hataları sonucu olduğuna inanırlar. Bu kişiler çoğunlukla duygusal problemlere tahammül edemezler ve depresyon yaşadıklarında terapiye gelirler. Çoğunlukla gerçekler ile hayalleri arasında fark olduğunu gördüklerinde yada mükemmel olduklarına dair inançlarını sarsacak bir kriz yaşadıklarında (eşlerinin terketmesi, iş kaybı gibi) depresyona girerler.
Terapiye girmek genelde bu kişiler için zor olabilir çünkü yardıma ihtiyaçları olduğu fikri onlar için aşağılayıcı bir olaydır. Fakat ciddi bir kriz yaşıyorlarsa, kendilerine olan güvenlerini kazanmak, mükemmel oldukları inancına ve fantazilerine yeniden kavuşmak için tedaviye gelebilirler.
Kendileri hakkındaki düşünceleri, geçmişleri, şu anki durumları ve tedavinin
ne için gerektiği konusunda ki fikirleri itibarlarını yükseltme arzusu ile
çarpıtılmıştır. Dolayısıyla gerçeklere dayalı yorumları redderler ve
yeterince egoları beslenmezse terapiyi bırakabilirler. Dolayısıyla belli bir
ölçüye kadar kişinin gururunun okşanması tedavinin devamını sağlamak
açısından önemli olabilir.
Psikoterapi başkaları ile ilişkilerinde daha pozitif ve faydalı şekillerde davranmayı öğrenmesi, kendisi ve başkaları hakkında daha gerçekçi düşünceler geliştirmesi açısından faydalı olabilir, fakat doktorun hasta ile oldukça dengeli bir iletişim geliştirmesi çok önemlidir.
Psikoterapi başkaları ile ilişkilerinde daha pozitif ve faydalı şekillerde davranmayı öğrenmesi, kendisi ve başkaları hakkında daha gerçekçi düşünceler geliştirmesi açısından faydalı olabilir, fakat doktorun hasta ile oldukça dengeli bir iletişim geliştirmesi çok önemlidir.
Asagidakilerden en az besinin varligi ile eriskinligin erken donemleri de
baslayan, ustunluk hisleri, begenilme ihtiyaci ve kendini baskasinin
yerine koyamayip, insanlara uygun yaklasimlarda bulunamama ile
seyreden...
Narsisistik
kisilik bozuklugu
''''Genç eriskinlik döneminde baslayan ve degisik kosullarda, düslemlerde ya da davranislarda ortaya çikan üstünlük duygusu, begenilme gereksinmesi ve empati yapamamanin oldugu sürekli bir örüntü...''''
Kendinin çok önemli oldugu duygusunu tasima...
Basarilarini ve yeteneklerini abartma, yeterli basari göstermeksizin üstün biri olarak taninmayi bekleme...
Sinirsiz basari, güç, zeka, güzellik ve kusursuz sevgi düsleri üzerine kafa yorma...
Özel ve esi bulunmaz biri olduguna ve ancak baska özel ya da üstün kisilerin, topluluklarin, kurumlarin kendisini anlayacagina ve onlarla arkadaslik edebilecegine inanma...
Çok begenilme istegi...
Her seye hak kazandigi duygusu...
Iliskileri çikarlari için kullanma...
Baskalarinin duygu ve isteklerini anlama konusunda isteksizlik...
Baskalarini kiskanma ve kendinin kiskanildigina inanma...
SAYILARI ARTIYOR
Bu özelliklerin çoguna sahip ve küstah, kendini begenmis davranislar sergileyen tanidiklariniz var mi? Yakindan tanimasaniz bile gittikçe çevrenizde bu özelliklere sahip kislerin sayisinda artis oluyor mu? O zaman narsisistik kisilik bozuklugu olan birilerini biliyorsunuz demektir. Çünkü bu tanim ve özellikler psikiyatride kisilik bozukluklari basligi altinda yer alan hastaliklardan biri olan narsisistik kisilik bozukluguna aittir.
Biraz kendini begenmenin, hele bu begenmeyi gerektirecek özellikler varsa sakincasi yoktur. Hatta kendini degersiz hissetmekten, önemsiz sanmaktan çok daha sagliklidir. Ama is sadece kendini sevip, digerlerini sevememeye gelince sorun olur.
''''Genç eriskinlik döneminde baslayan ve degisik kosullarda, düslemlerde ya da davranislarda ortaya çikan üstünlük duygusu, begenilme gereksinmesi ve empati yapamamanin oldugu sürekli bir örüntü...''''
Kendinin çok önemli oldugu duygusunu tasima...
Basarilarini ve yeteneklerini abartma, yeterli basari göstermeksizin üstün biri olarak taninmayi bekleme...
Sinirsiz basari, güç, zeka, güzellik ve kusursuz sevgi düsleri üzerine kafa yorma...
Özel ve esi bulunmaz biri olduguna ve ancak baska özel ya da üstün kisilerin, topluluklarin, kurumlarin kendisini anlayacagina ve onlarla arkadaslik edebilecegine inanma...
Çok begenilme istegi...
Her seye hak kazandigi duygusu...
Iliskileri çikarlari için kullanma...
Baskalarinin duygu ve isteklerini anlama konusunda isteksizlik...
Baskalarini kiskanma ve kendinin kiskanildigina inanma...
SAYILARI ARTIYOR
Bu özelliklerin çoguna sahip ve küstah, kendini begenmis davranislar sergileyen tanidiklariniz var mi? Yakindan tanimasaniz bile gittikçe çevrenizde bu özelliklere sahip kislerin sayisinda artis oluyor mu? O zaman narsisistik kisilik bozuklugu olan birilerini biliyorsunuz demektir. Çünkü bu tanim ve özellikler psikiyatride kisilik bozukluklari basligi altinda yer alan hastaliklardan biri olan narsisistik kisilik bozukluguna aittir.
Biraz kendini begenmenin, hele bu begenmeyi gerektirecek özellikler varsa sakincasi yoktur. Hatta kendini degersiz hissetmekten, önemsiz sanmaktan çok daha sagliklidir. Ama is sadece kendini sevip, digerlerini sevememeye gelince sorun olur.
O sadece kendi gücü, basarilari, güzelligi ile ilgilenir. Diger
insanlari sadece kendi çikarlari için kullanirlar. Aslinda diger insanlari
umursamasinin tek nedeni, kendisi hakkindaki yargilaridir. Yoksa kisi olarak
onlari umursamaz.
NARSISIZMIN ARKA YÜZÜ
Narsisistik kisi, kendini yeterli görüp basariya iliskin fantazilerle ugrasir. Ama aslinda kendinden kusku duyan, kirilgan, elestirilere tahammülsüz, degersiz hisseden bir gizli yani vardir. Insanlarla yüzeysel iliskiler kurup, devamli övgü isteyen, topluluklarin içine gerçek anlamda giremeyen, baskalarina güvenmeyen, dayanamayan, onlarin zamanlarina deger vermeyen, sinirlarini önemsemeyen biridir.
Toplumsal alanda genellikle basarilidir. Çok ilgi alani vardir ama hepsi yüzeyseldir. Sikintili, sagliksiz ve taklitçi degerlere sahiptir. Bir yandan yalan söyleyerek maddiyata dayali, otoriteye saygisiz bir yasam sürerken, disariya dürüst, asiri ahlakçi ve paraya önem vermeyen biri tablo çizer.
NARSISIZMIN ARKA YÜZÜ
Narsisistik kisi, kendini yeterli görüp basariya iliskin fantazilerle ugrasir. Ama aslinda kendinden kusku duyan, kirilgan, elestirilere tahammülsüz, degersiz hisseden bir gizli yani vardir. Insanlarla yüzeysel iliskiler kurup, devamli övgü isteyen, topluluklarin içine gerçek anlamda giremeyen, baskalarina güvenmeyen, dayanamayan, onlarin zamanlarina deger vermeyen, sinirlarini önemsemeyen biridir.
Toplumsal alanda genellikle basarilidir. Çok ilgi alani vardir ama hepsi yüzeyseldir. Sikintili, sagliksiz ve taklitçi degerlere sahiptir. Bir yandan yalan söyleyerek maddiyata dayali, otoriteye saygisiz bir yasam sürerken, disariya dürüst, asiri ahlakçi ve paraya önem vermeyen biri tablo çizer.
Bastan
çikarici, denetimsiz cinsel yasami olan kisilerdir. Evlilikleri düzensizdir,
evlilik disi iliskilere girer. Çünkü esini ayri bir varlik olarak göremez ve
sevemez. Çok iyi konusan, kararli biri gibi görünmekle birlikte bilgileri;
sadece basliklari içeren yüzeysel bilgilerdir, ayrintilari unutur. Onun için,
dil ve konusma kendine güvenini tazelemenin bir yoludur.
ÇAGIMIZ MI ÜRETIYOR?
Gittikçe yakinmalarimiz artar oldu çevremizden, tanidiklarimizdan. "Sadece kendini düsünüyor, kendi çikari için her seyi yapar, her seyi hak ettigini saniyor, kimseyi begenmiyor" söylemlerimiz artiyor mu? Yoksa yapilan bir seyler nedeniyle çagimiz narsisistik bireyler mi üretiyor?
ÇAGIMIZ MI ÜRETIYOR?
Gittikçe yakinmalarimiz artar oldu çevremizden, tanidiklarimizdan. "Sadece kendini düsünüyor, kendi çikari için her seyi yapar, her seyi hak ettigini saniyor, kimseyi begenmiyor" söylemlerimiz artiyor mu? Yoksa yapilan bir seyler nedeniyle çagimiz narsisistik bireyler mi üretiyor?
Evde ''''birey''''
yetistirecegiz iddasinda olan ve çok da fazla çocuga ayiracak zaman bulamayan
anne babalarin yetistirdigi çocuklar kendilerini daha fazla gösterme
gereksinimi duyarken, bir yandan da yalniz kalmanin ve ''''fazla birey'''' olmanin
sonucu, artan oranlar da narsisistik kisilik özellikleri gösteriyor
olabilirler. Tabii bu sürece toplumlari idare eden liderlerin kendi çikarlarini
ön planda tutmalari ve diger politikacilarin bu sürece eslik etmelerinin
katkilari da göz ardi edilemez.
SIZ NE GÖRÜYORSUNUZ?
Yetisen yeni nesle ögretilmeye çalisilan, mesajlarla, örneklerle adeta ezberletilen ''''önce kendisini kurtarmasi gerektigi, önemli olanin bireysel basarisi oldugu, kendini gösterdigi taktirde kazanacagi'''' gibi ilkelerin (!) bu sürece etkilerini de unutmamak gerekir. Bu kadar bireysellesip, sadece aynada kendini görmeye baslayan insanlarin gittikçe artan oranlarda mistik ögretilere, yeni dinlere, baska dünyalara ilgi duymasi çok da sasirtici olmasa gerek.
SIZ NE GÖRÜYORSUNUZ?
Yetisen yeni nesle ögretilmeye çalisilan, mesajlarla, örneklerle adeta ezberletilen ''''önce kendisini kurtarmasi gerektigi, önemli olanin bireysel basarisi oldugu, kendini gösterdigi taktirde kazanacagi'''' gibi ilkelerin (!) bu sürece etkilerini de unutmamak gerekir. Bu kadar bireysellesip, sadece aynada kendini görmeye baslayan insanlarin gittikçe artan oranlarda mistik ögretilere, yeni dinlere, baska dünyalara ilgi duymasi çok da sasirtici olmasa gerek.
Belki de bu çagimizin yarattigi bir sey degil, çagimizin gelismeleri
insanlarda zaten var olan bu özelligi sadece belirginlestirdi. Kimbilir belki
de bu artis sadece bu isle ugrasan bizlerin söylemlerinden ibaret ve aslinda
artan bir sey yok, sadece biz var olanlarin farkina variyoruz. Sahi sizler
çevrenize, televizyonlara çikanlara, gazetelerde okuduklariniza, dinlediginiz
propagandalara baktiginizda ne görüyorsunuz?
Mitolojide Narsizm
Mitolojiye göre, dünya üzerinde birçok tanrı bulunmaktaydı. Bunlar çeşitli doğa olaylarından ya da canlı-cansız varlıkların kontrolünden, davranışlarından sorumluydular. İnanışa göre bu tanrılar insan şeklindeydi ve insanlarla ilişki içine de girerlerdi.
Size narsisizm sözcüğünün köken aldığı narkissos'un mitolojik öyküsünü aktaracağız. Kendine aşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır.
Mitolojiye göre, dünya üzerinde birçok tanrı bulunmaktaydı. Bunlar çeşitli doğa olaylarından ya da canlı-cansız varlıkların kontrolünden, davranışlarından sorumluydular. İnanışa göre bu tanrılar insan şeklindeydi ve insanlarla ilişki içine de girerlerdi.
Size narsisizm sözcüğünün köken aldığı narkissos'un mitolojik öyküsünü aktaracağız. Kendine aşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır.
Ekho bu genç avcıya ilk görüşte aşık olur.
Ancak Narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından
uzaklaşır. Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine
kapanarak ölür . Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu
kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür.
Olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve Narkissosu cezalandırmaya karar verirler. Gene günlerden bir gün av izindeki Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. O da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir.
Olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve Narkissosu cezalandırmaya karar verirler. Gene günlerden bir gün av izindeki Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. O da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir.
Yerinden
kalkamaz, kendine aşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir
kendi görüntüsünü . O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, ayni
Ekho gibi Narkissos ta günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini
seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
İşte narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir. Plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde aynı Narkissos gibi erirler, çökerler. Başkalarının hakkına saygı göstermeden ve gerçeklerle bagdaşmasa bile daima kendilerini haklı göstererek ve o hedefi, gerekli emeği vermeden bile haketmiş sayarak en onde, en gözde ve tek olmak isterler.
İşte narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir. Plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde aynı Narkissos gibi erirler, çökerler. Başkalarının hakkına saygı göstermeden ve gerçeklerle bagdaşmasa bile daima kendilerini haklı göstererek ve o hedefi, gerekli emeği vermeden bile haketmiş sayarak en onde, en gözde ve tek olmak isterler.
Kendilerini
başkalarının yerine koyamaz ve başkalarini anlayamazlar.Sanki hersey sadece
kendileri için vardır ve ne olursa olsun herşeyin kendi amaçlarına hizmet
etmesi gerekir. Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaçlarına hizmet
ediyorsa vardır, aksi halde bu fikir ve hareketler tahammül edilemez
düşüncelerdir.
Gerçekle bagdaşmayan, başkalarinin zararına olup sadece kendi
çıkarlarına uygun, kendi plan ve hedeflerine hitap eden maddi ve manevi kazanç
sağlayabilecek plan ve hedeflerine ulaşamadiklarinda öfkelerine hakim olamaz,
saldırganlaşır, çöker hatta ağır psikotik tablolara girerler .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder