Popüler Yayınlar

10 Nisan 2013 Çarşamba

Az sadaka çok belayı def eder, bela cin çarpması dahi olsa!

Ahmed Şahin


Nüzhet-ül’mecalis’ten mesaj yüklü bir misal arz etmek istiyorum bugün sizlere. İnsanlar böyle misalleri hem tebessüm hem de tefekkür ederek okurken, hep iyilik edip yardımda bulunma duygularını da canlı tutarlar düşünce dünyalarında.

“Az sadaka çok belayı def eder, bu bela cin çarpması dahi olsa” diyerek yoksula yardıma yönelirler böyle faydalı örneklerle..

      ****
Tarihin derinliklerinde kalan mesaj yüklü bu misal şöyle cereyan eder. Süleyman aleyhisselamın ümmetinden bir adam, evinin önündeki ulu ağacın başına yuva yapan kuşların kapı önünü kirletmelerinden rahatsızlık duyuyor, bu kirlerden kurtulmak için çareler arıyordu.

Mecbur kalan adam nihayet çareyi, ağaca tırmanıp yuvalardaki  yumurtaları yere atmakta buldu... Kuşlar ise hemen uçuşarak gidip Hz. Süleyman’a şikâyetçi oldular.

- Ev sahibi adam yuvamızdaki yumurtalarımızı alıp yere atıyor.. diye sızlandılar.

Hz. Süleyman adamı çağırtıp bir daha kuşları rahatsız etme tembihinde bulundu.

 Ancak adam kapısının önüne dökülen kuş kirletmelerine basarak evine girmek zorunda kalınca tekrar ağaca tırmandı, evinin önünü kirleten kuşların yumurtalarını yine aşağıya fırlattı.

Ancak ağaçtan aşağı indiğinde bir yoksul adamın kendisini beklediğini gördü:

-Ne olur, bana yardım et, kimseye halimi arz edemiyorum, çok muhtacım.. diye sızlanıyordu yoksul adam.
Hiç tereddüt etmedi, hemen yoksulun acil ihtiyacını karşılayacak bir sadakayı adamın avucu içine bıraktı.

Muhtaç adam:

- Sen beni acil sıkıntıdan kurtardın, Allah da seni acil bela ve musibetten kurtarsın!.. diye dua ederek ayrıldı.
O gün kuşlar yine Hz. Süleyman’a gitmiş, yumurtalarını yere atan adamdan yine şikâyetçi olmuşlardı. Bu defa gazaba gelen Hz.Süleyman, yönetimindeki cinlerden ikisini çağırıp emrini verdi:

-Hemen gidin, adamın kapısı önündeki ağaca çıkıp bekleyin.  Adam yine kuşların yumurtalarını aşağıya atacağı sırada yakalayıp yere çarpın, cin çarpmışa dönsün, bir daha yerinden kalkamaz, ağaca tırmanamaz hale gelsin! Cinler:

-Emredersiniz efendim! diyerek rüzgâr gibi uçtular, ağacın tepesine çıkıp yuvaların bulunduğu yaprakların arasına gizlenerek gelecek adamı yere çarpmak için beklemeye başladılar... Ne yazık ki, akşam yuvaya dönen kuşlar gelen cinlerin adama mani olamadıklarını, yine yumurtalarının alınıp yerlere fırlatıldığını görünce tekrar gelip şikâyette bulundular. Süleyman aleyhisselam, bu defa görevlendirdiği iki cini çağırttı:

-Ben size, gidin ağaca çıkın, yumurtaları yere atmak için gelen adamı yere çarpın, demedim mi?

-Dediniz efendim.

-O halde neden emrimi yerine getirip adamı yere çarpmadınız?

-Çarpacaktık ama mani oldular.

-Benim emrime kim mani olabilir?

-İki tane melek.. Biz ağaca tırmanan adamın kolundan tutup da yüzü üstü yere çarpacağımız sırada ansızın bizi tutan iki melek, birimizi batıya, birimizi de doğuya doru fırlattı. Neye uğradığımızı bilemez hale geldik, kendimizi zor kurtardık..

-Öyle ise o iki meleği  çağırın bakayım!. Hemen melekler gelir huzura.

-Neden mani oldunuz görevlendirdiğim iki cinin adamı yere çarpmasına? Melekler şöyle anlatırlar olayı:

- Adam, ağacın altında sıkıntı içinde olan bir yoksula yardım edip sadaka verdi. Sadakayı alan ihtiyaç sahibi de, “Allah seni maruz kalacağın acil belalardan, musibetlerden korusun!” diye gönülden dua etti. O duadan sonra Rabb’imiz bize emretti:

-Tiz gidin, yoksula sadaka veren kulumu koruyun cinlerin çarpmasından! 

   Biz de yıldırım sür’atinde uçup sadaka sahibi adamı korumaya aldık, onu yere çarpacak olan iki cinin birini şarka, birini de garba fırlattık, cin çarpmasından sadaka sahibini kurtardık.

Bu açıklamadan sonra Süleyman aleyhisselam kuşları çağırır:

- Adamın verdiği sadaka, kendisini cinlerin çarpmasından korudu. Yuvanızı insanlara zarar vermeyecek yere yapın!.

Bundan dolayı denir ki: Az sadaka çok belayı def eder!.. Bu bela cin çarpması dahi olsa!

 http://www.zaman.com.tr/ahmet-sahin/az-sadaka-cok-belayi-def-eder-bela-cin-carpmasi-dahi-olsa_2076098.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder